Böyledir akşamları İstanbul'un !

Böyledir akşamları İstanbul'un !









Böyledir Akşamları İstanbul'un 



Böyledir akşamları İstanbul'un.
Bir efkâr basar içini çoğu zaman
Çaresizliğin, yalnızlığın aklına gelir
Hatıralar kayar gider avuçlarından...














İçinde mevsimler değişir, aynalar kırılır
Uzaklarda bir çocuk ağlar durmadan
Evler, apartmanlar üstüne yıkılır
Nereye baksan o eski deniz, o köhne liman





Ansızın bir vapur düdüğü yırtar geceyi
İstanbul'da gece ve yansımalar

İstanbul'da gece ve yansımalar









Ne günlermiş, ne günlermiş

Yıldızlar, mehtap, çamlar altında
Ne günlermiş, ne günlermiş
Gelip geçmiş!
Vapurlar değil, Boğaz'dan geçen;
Boğaz'dan yalılar geçiyor,









Toplamış buralardan eteklerini... Dairesine çekilen bir saraylı gibiYalılar gelmeyen alemlerine gidiyor Bırakıp bu sessiz gecelerini.





Deniz kenarında denizsiz kalmış yalılar. Ortaklığı ayrılmış kıt'aların