'Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden'

'Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden'












Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.İnanırdım saadetli yolculuklara.Adalar var zannederdim güneşli, mavi, dertsiz.Bütün hızımla koşardım dalgalara.O zaman beni görseydiniz.(...)Şimdi o akşam saatinde/ Dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,/Denizlerin doymayan sahilinde...

(*) Özdemir Asaf 'Pay'




devamı
arşivden






Böyledir akşamları İstanbul'un !

Böyledir akşamları İstanbul'un !









Böyledir Akşamları İstanbul'un 



Böyledir akşamları İstanbul'un.
Bir efkâr basar içini çoğu zaman
Çaresizliğin, yalnızlığın aklına gelir
Hatıralar kayar gider avuçlarından...














İçinde mevsimler değişir, aynalar kırılır
Uzaklarda bir çocuk ağlar durmadan
Evler, apartmanlar üstüne yıkılır
Nereye baksan o eski deniz, o köhne liman





Ansızın bir vapur düdüğü yırtar geceyi
Beyaz, ipek gibi yağdı kar...

Beyaz, ipek gibi yağdı kar...





'Beyaz, ipek gibi yağdı kar' 



"Beyaz, ipek gibi yağdı kar / Acılarla dolu bu dünyaya. İnsafsızlık / Vahşet / Halâ güçlü / Ve halâ iktidarda." ... " İnsanlar ölüyorlar. Gepgenç sımsıcak ölüyorlar. Sanki / Ölmüyorlarmış gibi. / Bir yandan sürüp gidiyor. / Hayat; Bir yanda tel örgüler / Parmaklıklar." (*) Ataol Behramoğlu




devamı: burada
@Arşivden
Ey Özgürlük !

Ey Özgürlük !






Kollarımı açtım, Özgürlüğe bir *ses yolladım !


Okulda defterime Sırama ağaçlara Yazarım adınıOkunmuş yapraklara Bembeyaz sayfalara Yazarım adını
tıklayınız



Yaldızlı imgelere Toplara tüfeklere Kralların tacına En güzel gecelere Günün ak ekmeğine Yazarım adını




Tarlalara ve ufka Kuşların kanadına Gölgede değirmene yazarım Uyanmış patikaya Serilip giden yola Hınca hınç meydanlara
'Beyaz, ipek gibi yağdı kar'

'Beyaz, ipek gibi yağdı kar'






(...)



Beyaz, ipek gibi yağdı kar



Bir kız kelebek adımlarıyla / Geçip gitti karın üzerinden.
İnsanlar kendi şarkılarını / Kendi hayallerini taşıyorlar.
Çağdaş şarkılar gerekli onlara, hem hayatlarının
derinliklerinden söz eden / Gerçekleştirilmiş,
Gerçekleştirilmemiş duygularından.
Hem, kavgayı ateşleyen / Somut, anlaşılır
Akıllı şarkılar.










Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Acılarla
ATTİLA İLHAN'A SAYGIYLA...

ATTİLA İLHAN'A SAYGIYLA...









Büyük Türk şairi, yazar, gazeteci, eleştirmen ve düşünce
adamı Attila İlhan’ı 8. Ölüm yıldönümünde saygıyla, sevgiyle, özlemle anıyoruz..







*****


Zorlu süreçlerden geçtiğimiz bu günleri değerlendirirken; Geçmişi iyi analiz edip geleceği doğru okuyabilen aydınlarımızın düşünceleri ve öngörülerinin bizim aydınlanmamız için son derece önemli olduğunu düşünüyorum.  Kendisinde pek çok
Mehmet Osman Çağlar’ın ‘Mavi Mısralar’ı

Mehmet Osman Çağlar’ın ‘Mavi Mısralar’ı






“Fırtınayla
savrulanlar gittiği yerde birbirini bulur. Nereye gittiği, nereye savrulduğu
önemli değildir. Aşk pişmanlık duymamaktır.” diyor Mehmet Osman Çağlar, ‘CARMEN’E’
şiirinde..



Şair olmak,
şairliğe soyunmak her insanın harcı değildir elbet. Şair, ne kadar cesaretle ve
özgürce dillendirebilmiş ise yüreğinin sesini dizelerine… o kadar şair olur bana
göre!.. Dürüst olabilmek önce
Sen istersen olur barış, istersen çiçeklenir.

Sen istersen olur barış, istersen çiçeklenir.






ÇAĞRI




Doğrudur yıldırımın düştüğü, yağdığı
yağmurun,
Bulutların rüzgarla sökün ettiği.
Ama savaş öyle değil, savaş rüzgarla
gelmez;
Onu bulup getiren insanlardır.
Duman tüten topraktan bahar boyunca,
Dökülüp yükselir birden gökyüzü.
Ama barış ağaç değil, ot değil ki
yeşersin: Sen istersen olur barış, istersen çiçeklenir.






Sizsiniz uluslar, kaderi dünyanın.
Bilin kuvvetinizi.


Bir
İstanbul'da gece ve yansımalar

İstanbul'da gece ve yansımalar









Ne günlermiş, ne günlermiş

Yıldızlar, mehtap, çamlar altında
Ne günlermiş, ne günlermiş
Gelip geçmiş!
Vapurlar değil, Boğaz'dan geçen;
Boğaz'dan yalılar geçiyor,









Toplamış buralardan eteklerini... Dairesine çekilen bir saraylı gibiYalılar gelmeyen alemlerine gidiyor Bırakıp bu sessiz gecelerini.





Deniz kenarında denizsiz kalmış yalılar. Ortaklığı ayrılmış kıt'aların