Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.İnanırdım saadetli yolculuklara.Adalar var zannederdim güneşli, mavi, dertsiz.Bütün hızımla koşardım dalgalara.O zaman beni görseydiniz.(...)Şimdi o akşam saatinde/ Dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,/Denizlerin doymayan sahilinde...
Böyledir akşamları İstanbul'un. Bir efkâr basar içini çoğu zaman Çaresizliğin, yalnızlığın aklına gelir Hatıralar kayar gider avuçlarından...
İçinde mevsimler değişir, aynalar kırılır Uzaklarda bir çocuk ağlar durmadan Evler, apartmanlar üstüne yıkılır Nereye baksan o eski deniz, o köhne liman
"Beyaz, ipek gibi yağdı kar / Acılarla dolu bu dünyaya. İnsafsızlık / Vahşet / Halâ güçlü / Ve halâ iktidarda." ... " İnsanlar ölüyorlar. Gepgenç sımsıcak ölüyorlar. Sanki / Ölmüyorlarmış gibi. / Bir yandan sürüp gidiyor. / Hayat; Bir yanda tel örgüler / Parmaklıklar." (*) Ataol Behramoğlu
Bir kız kelebek adımlarıyla / Geçip gitti karın üzerinden. İnsanlar kendi şarkılarını / Kendi hayallerini taşıyorlar. Çağdaş şarkılar gerekli onlara, hem hayatlarının derinliklerinden söz eden / Gerçekleştirilmiş, Gerçekleştirilmemiş duygularından. Hem, kavgayı ateşleyen / Somut, anlaşılır Akıllı şarkılar.
Büyük Türk şairi, yazar, gazeteci, eleştirmen ve düşünce adamı Attila İlhan’ı 8. Ölüm yıldönümünde saygıyla, sevgiyle, özlemle anıyoruz..
*****
Zorlu süreçlerden geçtiğimiz bu günleri değerlendirirken; Geçmişi iyi analiz edip geleceği doğru okuyabilen aydınlarımızın düşünceleri ve öngörülerinin bizim aydınlanmamız için son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Kendisinde pek çok
“Fırtınayla savrulanlar gittiği yerde birbirini bulur. Nereye gittiği, nereye savrulduğu önemli değildir. Aşk pişmanlık duymamaktır.” diyor Mehmet Osman Çağlar, ‘CARMEN’E’ şiirinde..
Şair olmak, şairliğe soyunmak her insanın harcı değildir elbet. Şair, ne kadar cesaretle ve özgürce dillendirebilmiş ise yüreğinin sesini dizelerine… o kadar şair olur bana göre!.. Dürüst olabilmek önce
Doğrudur yıldırımın düştüğü, yağdığı yağmurun, Bulutların rüzgarla sökün ettiği. Ama savaş öyle değil, savaş rüzgarla gelmez; Onu bulup getiren insanlardır. Duman tüten topraktan bahar boyunca, Dökülüp yükselir birden gökyüzü. Ama barış ağaç değil, ot değil ki yeşersin: Sen istersen olur barış, istersen çiçeklenir.