Akdeniz'in İklimi Değişiyor
Küresel iklim değişikliğinin denizler üzerindeki etkisini araştırmak üzere biraraya gelen 15 ülkeden 21 bilim adamı, Akdeniz'in tropikal yapıya dönüştüğünü ve 58 yeni türün tespit edildiğini bildirdi.
Akdeniz Ülkeleri Bilimsel Araştırmalar Komisyonu Canlı Kaynaklar ve Deniz Ekosistemi Başkanı, Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Turan yaptığı açıklamada, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak Akdeniz'in yapısında da bir değişimin meydana geldiğini vurguladı.
Yaşanan iklim değişikliği ile Akdeniz'de birçok canlı ekosisteminin değişikliğe uğradığını anlatan Turan, Akdeniz Ülkeleri Bilimsel Araştırmalar Komisyonu oluşturarak Akdeniz'in Tropikalleşmesini İzleme Programı (CIESM Tropical Signals) oluşturduklarını söyledi.
Turan, programda 15 Akdeniz ülkesinden seçilmiş 21 bilim adamının görev aldığını, bu temsilciler aracılığıyla her ülkede sıcaklık, ısı, biyolojik çeşitlilik ve yabancı türlerinin izlendiğini, bu kapsamda küresel iklim değişikliği ile Akdeniz'de meydana gelen değişimlerin ne boyutta olduğunu araştırdıklarını anlattı.
Türkiye'de de İstanbul Üniversitesi ile Mustafa Kemal Üniversitesi'nin bu görevi üstlendiğini anlatan Turan, şunları söyledi:
''İskenderun Körfezine program kapsamında denizin ısınma ve tuzluluğunu ölçen ''prob'' adı verilen aletler yerleştirdik. Bu aletler denizin sıcaklığını ve tuzluluk oranını ölçüyor. Bunun haricinde Akdeniz'de Antalya Körfezi, Ege Denizi için de Bodrum ve Gökçeada civarlarına ''prob''lar yerleştirildi. Bu aletleri 30 Mart itibari ile yerleştirdik. Altı ayda bir aletleri tekrar su yüzüne çıkartarak değişimleri bilgisayar programlarına yükleyeceğiz. Günlük anlık değişimleri gözlemleyebiliyoruz. Daha sonra aleti tekrar yerine koyarak bunu birkaç yıl sürdüreceğiz. Duruma göre bu programı devam ettirmeyi düşünüyoruz.
Bu program çerçevesinde, halk sağlığını ve balıkçılık ekonomisini tehdit eden invansif dediğimiz Kızıldeniz aracılığı ile yabancı türlerin geldiğini belirledik. Bu türler Akdeniz'in yerli türleri ile bir besin rekabetine girmektedir. Yeni bir ortam onlar için oluşuyor. Sadece balık değil, kabuklular, denizanaları, bakteriler, parazitler gibi birçok canlı gurubu Kızıldeniz'den geliyor. Bir ekolojik değişim oluşuyor.''
-58 YENİ TÜR BULUNDU-
Turan, Fransa, İspanya, İtalya, Yunanistan'ı da kapsayan program kapsamında 40 cihazın su altında ölçümler yaptığını, gözlemlenen değişim sonucunda 58 yabancı türün Akdeniz'e girdiğini tespit ettiklerini belirtti.
Akdeniz'in geçmişte subtropikal bir yapıya sahip olduğunu anlatan Turan, ''Akdeniz artık tropikalleşmeye başladı. Yaşanan değişim sonucu kimi türler kayboluyor veya azalıyor. Küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak, balık kültürümüz değişecek. Bir çok değerli balık kayboluyor, azalıyor. Yerini kızıl denizden gelen balıklar alıyor. Bazı barbun ve mezgit türleri, gümüş balığı, kayabalıkları Akdeniz'de azalmaya başladı. Bu gelişmeler balıkçılık ekonomisini değiştiriyor'' dedi.
Turan, tüm bunlarla ilgili bilim adamları olarak yeni çalışmalar yapmak zorunda kaldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Bunların gerek ekolojik yapılarını gerek biyolojik yapılarını araştırmak durumundayız. Diğer balıklara ve halk sağlığına etkileri neler olabilir? Nasıl önlemler alınmalıdır? gibi soruları cevaplamaya çalışıyoruz. Bu programın amaçlarının bir tanesi de erken uyarı sistemi oluşturabilmek. Bunu yıllarca takip edeceğiz. Mesela bir denizanası patlaması oluyor. Bu patlama sonucunda yüzde 80-90 oranında İskenderun Körfezinde sadece denizanası avlandı. Balıkçı büyük zararlara uğradı. Balıkçı artık bu denizanalarından dolayı avcılığa çıkmıyordu. Çünkü denizanası yakalıyor ve bu ağlarını tahrip ediyor, büyük ekonomik kayıplar oluşturuyor. İşte bu denizanası gibi farklı türler erken uyarı sistemi ile ne zaman nerede hangi bölgede çıkabileceğini bilme ve önlemler alma durumumuz olabilecek.
Akdeniz Ülkeleri Bilimsel Araştırmalar Komisyonu Canlı Kaynaklar ve Deniz Ekosistemi Başkanı, Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Turan yaptığı açıklamada, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak Akdeniz'in yapısında da bir değişimin meydana geldiğini vurguladı.
Yaşanan iklim değişikliği ile Akdeniz'de birçok canlı ekosisteminin değişikliğe uğradığını anlatan Turan, Akdeniz Ülkeleri Bilimsel Araştırmalar Komisyonu oluşturarak Akdeniz'in Tropikalleşmesini İzleme Programı (CIESM Tropical Signals) oluşturduklarını söyledi.
Turan, programda 15 Akdeniz ülkesinden seçilmiş 21 bilim adamının görev aldığını, bu temsilciler aracılığıyla her ülkede sıcaklık, ısı, biyolojik çeşitlilik ve yabancı türlerinin izlendiğini, bu kapsamda küresel iklim değişikliği ile Akdeniz'de meydana gelen değişimlerin ne boyutta olduğunu araştırdıklarını anlattı.
Türkiye'de de İstanbul Üniversitesi ile Mustafa Kemal Üniversitesi'nin bu görevi üstlendiğini anlatan Turan, şunları söyledi:
''İskenderun Körfezine program kapsamında denizin ısınma ve tuzluluğunu ölçen ''prob'' adı verilen aletler yerleştirdik. Bu aletler denizin sıcaklığını ve tuzluluk oranını ölçüyor. Bunun haricinde Akdeniz'de Antalya Körfezi, Ege Denizi için de Bodrum ve Gökçeada civarlarına ''prob''lar yerleştirildi. Bu aletleri 30 Mart itibari ile yerleştirdik. Altı ayda bir aletleri tekrar su yüzüne çıkartarak değişimleri bilgisayar programlarına yükleyeceğiz. Günlük anlık değişimleri gözlemleyebiliyoruz. Daha sonra aleti tekrar yerine koyarak bunu birkaç yıl sürdüreceğiz. Duruma göre bu programı devam ettirmeyi düşünüyoruz.
Bu program çerçevesinde, halk sağlığını ve balıkçılık ekonomisini tehdit eden invansif dediğimiz Kızıldeniz aracılığı ile yabancı türlerin geldiğini belirledik. Bu türler Akdeniz'in yerli türleri ile bir besin rekabetine girmektedir. Yeni bir ortam onlar için oluşuyor. Sadece balık değil, kabuklular, denizanaları, bakteriler, parazitler gibi birçok canlı gurubu Kızıldeniz'den geliyor. Bir ekolojik değişim oluşuyor.''
-58 YENİ TÜR BULUNDU-
Turan, Fransa, İspanya, İtalya, Yunanistan'ı da kapsayan program kapsamında 40 cihazın su altında ölçümler yaptığını, gözlemlenen değişim sonucunda 58 yabancı türün Akdeniz'e girdiğini tespit ettiklerini belirtti.
Akdeniz'in geçmişte subtropikal bir yapıya sahip olduğunu anlatan Turan, ''Akdeniz artık tropikalleşmeye başladı. Yaşanan değişim sonucu kimi türler kayboluyor veya azalıyor. Küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak, balık kültürümüz değişecek. Bir çok değerli balık kayboluyor, azalıyor. Yerini kızıl denizden gelen balıklar alıyor. Bazı barbun ve mezgit türleri, gümüş balığı, kayabalıkları Akdeniz'de azalmaya başladı. Bu gelişmeler balıkçılık ekonomisini değiştiriyor'' dedi.
Turan, tüm bunlarla ilgili bilim adamları olarak yeni çalışmalar yapmak zorunda kaldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Bunların gerek ekolojik yapılarını gerek biyolojik yapılarını araştırmak durumundayız. Diğer balıklara ve halk sağlığına etkileri neler olabilir? Nasıl önlemler alınmalıdır? gibi soruları cevaplamaya çalışıyoruz. Bu programın amaçlarının bir tanesi de erken uyarı sistemi oluşturabilmek. Bunu yıllarca takip edeceğiz. Mesela bir denizanası patlaması oluyor. Bu patlama sonucunda yüzde 80-90 oranında İskenderun Körfezinde sadece denizanası avlandı. Balıkçı büyük zararlara uğradı. Balıkçı artık bu denizanalarından dolayı avcılığa çıkmıyordu. Çünkü denizanası yakalıyor ve bu ağlarını tahrip ediyor, büyük ekonomik kayıplar oluşturuyor. İşte bu denizanası gibi farklı türler erken uyarı sistemi ile ne zaman nerede hangi bölgede çıkabileceğini bilme ve önlemler alma durumumuz olabilecek.
Akdeniz Bölgesi
AKDENİZ BÖLGESİNİN KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:
Bölge yurdumuzun güneyinde, Akdeniz boyunca bir şerit halinde uzanır. Komşuları Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri, Suriye, Kıbrıs Adası ve Akdeniz ile komşudur. Gerçek Alanı 122.927 Km2’dir. Ülkemizin % 15’ini kaplar ve Alan bakımından 5.sırada yer alır.
Nüfusu 2000 sayımına göre 8.7 milyondur. Nüfus yoğunluğu Km2’ye 71 kişidir. Bu Türkiye ortalamasının altındadır. (Türkiye ortalaması Km2’ye 83 kişi). Kentsel nüfus % 60’tır (Türkiye ortalaması %65). Nüfus artış hızı %o 22’dir (Türkiye ortalaması %o 18.3)
BÖLÜMLERİ:
1.Adana Bölümü
2.Antalya Bölümü
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ:
Dağları: Bölge genel olarak Toros Dağları ve yüksek platolarla kaplıdır. Batı Toroslar, Bey Dağları, Çiçekbaba ve Barla Dağları, Sultan Dağı, Dedegöl ve Geyik Dağları, Orta Toroslar, Bolkar Dağları, Aladağlar, Tahtalı ve Binboğa Dağları, Nur Dağları. Karadeniz Bölgesinde olduğu gibi dağların uzanış yönü ulaşıma elverişli olmadığı için ulaşım ancak geçitlerden sağlanır. Bu geçitler Çubuk, Gülen ve Gürbulay Geçitlerdir.
Platoları: Taşeli ve Teke Platoları
Ovaları: Çukurova, Amik, Antalya, Göller Yöresindeki Çöküntü Ovaları.
Akarsuları: Bölgedeki akarsular iklim sebebiyle düzensiz akışa sahiptir. Akarsuları kışın kabarır, yazın ise çok azalır. Asi, Seyhan, Ceyhan, Göksu, Manavgat, Aksu ve Dalaman başlıca akarsularıdır. Manavgat ve Aslantaş Baraj Gölleri de bulunmaktadır.
Gölleri: Beyşehir, Eğirdir, Burdur, Kovada, Acıgöl, Suğla, Söğüt, Salda, Elmalı ve Avlan başlıca gölleridir.
İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ:
Bölgenin Akdeniz yamaçlarında Akdeniz İklimi ve Maki Bitki Topluluğu görülür. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.Dağların kuzey yamaçlarında ve göller yöresindeyse iklim karasallaşır. Bitki örtüsü de bozkırdır. Bu alanlarda yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır. Yer yer ormanlara da rastlanır.
TARIM VE HAYVANCILIK:
Buğday: Bölgenin dağların kuzey yamaçlarındaki karasal iklimin görüldüğü alanlarda görülür.
Pirinç: Amik Ovasında ve Maraş çevresinde görülür.
Pamuk: Çukurova ve kıyı ovalarında. Türkiye’de 2. Sırada görülür.
Tütün: Burdur ve Göller Yöresinde yetiştirilir.
Turunçgiller: Akdeniz İkliminin görüldüğü kıyı kesiminde görülür.
Muz: Mersin ve Anamur çevresinde yetiştirilir. Türkiye’de 1 sıradadır.
Zeytin: Kıyı kesiminde yetiştirilir.
Göller Yöresinde: Ananas, Haşhaş, Gül ve Şekerpancarı yetiştirilir.
Seracılık: Akdeniz Bölgesi ilk sırada yer alır.
Sebzecilik: Mersin ve Antalya çevresinde turfanda sebze yetiştirilir.
Bölgenin hayvancılığı fazla gelişmemiştir. Genelde yaylacılık faaliyetiyle birlikte yapılır. Sığır, Koyun ve Kıl Keçisi yetiştirilir.
YER ALTI ZENGİNLİKLERİ:
Krom: Adana, Denizli ve Muğla’da (Türkiye’de 1.)
Barit: Antalya, İçel ve Konya’da (Türkiye’de 1.)
Boksit (Alüminyum): Antalya, Konya, Adana ve Hatay (Türkiye’de 1.)
Kükürt: Isparta-Keçiborlu
Demir: Adana ve İçel
Amyant: Hatay-İskenderun
Manganez: Adana, Muğla ve Burdur
Petrol: Adana
ENDÜSTRİ:
Adana Bölümünde: Dokuma, Tütün, Gıda, Kimya, Tarım Araçları, Çimento, Madeni Eşya, Tuğla, Ataş-Mersin’de Ataş Petrol Rafinerisi, ve Mersin Limanı bulunmaktadır.
Antalya Bölümünde: Ferro Krom, Yağ, Gülyağı, Çimento, Tuğla, Tarım Araçları, Halıcılık, faaliyeti yapılmaktadır.
TURİZM:
Burdur’da İnsuyu Mağarası, Alanya’da Damlataş Mağarası, Tarsus’ta Yedi Uyuyanlar Mağarası, Mersin’de Cennet ve Cehennem Obruğu, Plajları bulunmaktadır.
NÜFUS VE YERLEŞMESİ:
Nüfusu 2000 sayımına göre 8.7 milyondur. Nüfus yoğunluğu Km2’ye 71 kişidir. Bu Türkiye ortalamasının altındadır. (Türkiye ortalaması Km2’ye 83 kişi). Kentsel nüfus % 60’tır (Türkiye ortalaması %65). Nüfus artış hızı %o 22’dir (Türkiye ortalaması %o 18.3)
Fakat tarım alanlarının ikliminde uygun olması nedeniyle verimli olması nüfusun bu alanlara toplanmasına neden olmuştur. Bunun yanında Toroslar ve Platolarda nüfus çok seyrektir. Bölge nüfusun %70’i Adana Bölümüne toplanmıştır.
BÖLGENİN GENEL ÖZELLİKLERİ:
- Yüz ölçümü bakımından % 15 ile 4. Sıradadır.
- Orman bakımından % 21 ile 2. Sıradadır. Ama Maki olduğu için ekonomik değeri yoktur
- iklimin etkisi ile orman yangınları çok görülür.
- Ekili-Dikili alanlar bakımından % 18 ile 5. Sıradadır.
- Dağların uzanış yönü nedeniyle Boyuna Kıyı Tipi görülür.
- Ekonomisi tarıma dayanır ve Sanayi 2. Sırada gelir.
- Sanayi bakımından Türkiye’de 3. Sırada gelir.
- Susam, yerfıstığı, turunçgiller, muz, gül ve soya fasülyesi üretiminde Türkiye’de ilk sırada gelir.
- İklimi nedeniyle tropikal bir bitki olan muz sadece bu bölgede yetiştirilir.
- Karstik Yer şekillerine en çok bu bölgede yetiştirilir.
- Kışları en ılık bölgemizdir.
- Üçüncü büyük Kapalı Havzamız olan Göller Yöresi Antalya Bölümünde yer alır.
- Çukurova en büyük delta ovamızdır ve Seyhan ve Ceyhan Nehirleri tarafından oluşturulmuştur.
- İklim sayesinde yılda birden fazla ürün alınabilmektedir.
- Sıcaklık ve buharlaşma nedeniyle en tuzlu denizimiz Akdeniz’dir.
- Kışları en kısa süren bölgemizdir.
- Sebze ve Meyvenin en erken olgunlaştığı bölgemizdir.
- Don olaylarının en az olduğu bölgemizdir.
- Mevsimlik işçi göçünün en fazla olduğu bölgemizdir.
- Göl bakımından en zengin bölgemizdir.
- Platolarında nüfus çok seyrektir.
- Toroslar ulaşımı olumsuz yönde etkiler.
- Yıl içinde gölge uzunluğunun en kısa olduğu
- Güneşlenme süresinin en fazla olduğu bölgedir.
- Derece ortalama sıcaklık ile en sıcak bölgemizdir.
Akdeniz,Ege ve Güney Marmara kıyılarında hangi iklim görülür?Bu iklimin özelliği nedir?
Akdeniz,Ege ve Güney Marmara kıyılarında hangi iklim görülür?Bu iklimin özelliği nedir?
Akdeniz iklimi görülür.Yazlar sıcak ve kurak,kışlar ılık ve yağışlıdır
Akdeniz iklimi görülür.Yazlar sıcak ve kurak,kışlar ılık ve yağışlıdır