ALACAHÖYÜK

ALACAHÖYÜK

Alacahöyük


Çorum' da bulunan Alacahöyük M.Ö. 3200 den başlayarak önemli bir yerleşim merkezi olmuştur.Bölge 4 kütür çağı (en alttan itibaren; Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig Çağları) ve 14 yapı katı ortaya çıkmıştır. 310m uzunluğunda 277m genişliğinde 20m yüksekliğinde büyük bir höyüktür. Alacahöyük ilk defa W.G Hamilton adlı bir gezgin tarafından dünyaya tanıtılmıştır.

Farklı kişilerce yapılan kazıların ardından Atatürk'ün isteğiyle TTK tarafından sistemli kazılar 1935'te Remzi Oğuz Arık ve Hamit Zübeyr Koşay başkanlığında başlatılmıştır. Bu kazıların sonuçlarında M.Ö 3200-2600 Kalkolitik dönemden kalma çanak, çömlek parçaları, mezarlar, kerpiç ve kamış duvarlı ev kalıntıları bulunmuştur. Bu dönemden kalma eserlerin çoğu Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir.

Alacahöyük Mezarları:

Erken Bronz Çağı'ndan kalma 13 kral mezarı bulunmuştur. (bu mezarlar zengin armağanlarla doludur.) Resim1 Resim2) Alacahöyük'teki kral mezarlarında silah ve değerli eşyaları ile ölü gömme geleneği yalnızca krallara ve yönetici sınıftan insanlara uygulanmıştır. Bu da toplumsal bir farklılaşmanın başladığının işaretidir. Hititler'den önceleri böyle gelişmiş bir teknik ve kültürün izleri Alacahöyük Kral Mezarlarıda görülür. Mezarlar dikdörtgen çukurlar biçiminde, kaba taşlarla çevrili ve üstleri tahta ile örtülüdür. Mezarların bazıları tek gömülüdür, bazılarıda erkek ve kadın birlikte gömülüdür. Mezarlarda çıkan soyut simgeler, güneş kursları, demir nesneler, geyik ve boğa heykelcikleri oldukça gelişmiş bir kültürün ürünüdür. Çorum'un 50km doğusundaki Oymaağaç ve Merzifon yakınlarındaki göller mezarlarındaki buluntularda aynı kültürün izleri görülmektedir. Buradaki buluntulardan aynı gelenek ve göreneğin sadece Alacahöyük'e özgü olmadığı kuzeyde Pontus bölgesine kadar uzandığı sanılmaktadır.

testi


Alacahöyük'ün diğer bir özelliği de yan yana getirilmiş evlerin oluşturduğu planlı kent yerleşmelerinin olmasıdır. M.Ö. 2000-1200 Geç Bronz Çağı (Eski Hitit Krallığı) Dönemi'de kent mimarisinin geliştiği, sokak, kanalizasyon ve kaldırımların yapıldığı anlaşılmaktadır. Hititler'den kalma kale, ev temelleri, çift kapılı tapınak ve Sfenksli Kapı kalıntıları vardır.

En önemli yapı Tapınak-Saray kalıntılarıdır. Yapının 18-20m genişliğinde, 80m uzunluğunda büyük bir avlusu, ve odaları vardır. Sfenksli kapı, Hitit mimarisinin etkileyici bir örneğidir. Duvarlar kapı girişine kadar büyük taşlardan, üstü karpiçtendir.iki kule arasına yerleşmiş olan yapı odalar, avlu, ve kabartmalarla süslü kapı kasasından oluşmaktadır. Höyük'ün en üst katında Frigler döneminden kalma yapı kalıntıları, taş temelli ev kalıntıları ve kaldırım döşemeleri bulunmuştur. Bizans dönemine ait insan başı, haç ve yazıt mezarlar ortaya çıkmıştır.