Tuhaf haller içindeyim!

Tuhaf haller içindeyim!





 

' hayat nerden baktığındır! '
 

İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor!..  Beni bilirsin sevgili okur, eğer ki bloğumu devamlı
takip eden isen, öyle 'niceliksel' hırslarım yoktur!. 'illa ki hemen her gün bloğa bir post
koyayım, yok gündemden düşmeyeyim… 
izleyici sayım daha çok artsın..  vs.' kaygıları taşımam!.. bu yüzden, ne okumadığım
bir kitabı okumuş gibi yaparım, ne izlemediğim bir
'Sesinde ne var biliyor musun. Söyleyemediğin sözler var.'

'Sesinde ne var biliyor musun. Söyleyemediğin sözler var.'




  


DIŞARIDAKİLER / DIŞARIDAKİ SESLER! (tıklayınız)

Her sokağın ve her mekânın
kendine has bir dili var!.. Sabahları alarmlar ve zil sesleri çalınca
‘kalkma  vaktidir’. Kimi işe, kimi okula,
kimi hastasına, kimi ustasına... çocuklar, 
gençler, erkekler, kadınlar bir telaş içinde koşuşturmaca başlar. Servis
araçları birbiri ardı sıra geçerken sokaktan... klakson, korna sesleri, polis
'Her şeyi süpürebilirsin; Sonbaharı süpüremezsin.'

'Her şeyi süpürebilirsin; Sonbaharı süpüremezsin.'





görsel: burdan


Müjdelemek
istercesine ansızın çıkıp, ‘ben geldim aç kapıyı’ dedi sonbahar... dışarıda nasıl da yağıyor yağmur, sicim gibi. Tek tük aralarda kaybolmuş müstakil evlerin saçaklarından
damlıyor, pıtır pıtır... Sisler arasında sanki kaybolmuş bir şehir var ve havada boz bulanık bir toprak kokusu! nasıl yani mi
diyorsunuz.. Yeni
yaşam mahallimizin hemen yakınına, geleceğin finans
Beklenmedik bir ışıkla parlarsa gökyüzü!

Beklenmedik bir ışıkla parlarsa gökyüzü!











O, sezgilerine güveniyordu. Usul usul yaklaşmaktaydı fırtına! Bu ürperten sessizlik, bu iç karartan renksizlik hayra alâmet değildi pek. Camları açtı kadın kokladı havayı! kurşun gibi ağırdı hava!.. sanki tarifsiz bir sıkıntı ve içine dokunan bir efkâr kokusu vardı bu havada!.. ağaçların boynu bükük, sokak lambasının feri sönük!.. asırlık bir sütun gibi çakılı tek bir dal kıpırdamadan
İçimdeki coşku dillenince...

İçimdeki coşku dillenince...


Sabahın bu sessizliğinde kıpır kıpır ahenkle ötüşen kuşlar içimdeki senfoniye ayak uyduruyorken,
gece boyu çisil çisil yağan yağmurun ardından, fırından yeni çıkmış bir somun ekmeğin kokusu gibi içime işleyen bu toprak kokusu gözlerimi parıldatıyorken,

yeni ektiğim sarı, pembe, beyaz kasımpatıların, çocukluk hayallerimi süsleyen masal kahramanları gibi dizilmiş, balkonumda bana gülümsüyorken,