“Milli mücadeleyi yapan doğrudan doğruya milletin kendisidir, milletin evlatlarıdır. Millet analarıyla, babalarıyla, hemşireleriyle mücadeleyi kendisine ideal kabul etti. Biliyorsunuz ki, asırlarca meydana gelen mücadeleler ve bunların neticeleri olarak da büyük tarihi zaferler vardır. Fakat o zaferleri kazananlar kendi ideallerinin değil, şunun bunun hırsı peşinde kul
Çiçeklerin her biri ayrı ayrı güzeldir, ancak bazı çiçekler vardır ki onlar daha bir özeldir. Hele ki bu çiçek bizim için çok değerli bir isme ithaf edilmiş ise. İşte bu çiçek ‘Atatürk Çiçeği’dir. Doğanın en güzel çiçeklerinden kabul edilen Ponsetya’nın çiçekleri birer harikadır. Etrafı yeşil yapraklarla çevrili ortada öbeklenmiş o kırmızı yaprakları biz her ne kadar göz yanılsaması ile ilk
Dumlupınar'da Büyük Atatürk'ün başkumandanlığında 26 Ağustos 1922’de başlayıp, 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi Türk tarihinin dönüm noktalarındandır.
Nazım Hikmet'in dediği gibi "30 Ağustos yalnız biz Türkler' in değil tüm insanlığın büyük zaferlerindendir."Çünkü bu anlamlı günde biz; Türk topraklarına göz diken düşman kuvvetlerinin Türk ordusunun
Dünyayı yeni yeni algılamaya çalıştığımız yıllarda, okuduğumuz romanların, izlediğimiz filmlerin, roman ve film kahramanlarının, şairlerin, yazarların, bilim insanlarının, sanatçıların...ve topluma yön veren gerçek kahramanların, devrimci liderlerin izleri büyüktür bizim için.
Takvimlerden bugün 27 Şubat, tarihte neler olmuş, kimler gelip
“Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.”
Bugün 19 Eylül 2012 ve bundan tam 91 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi 19 Eylül 1921 tarihli oturumunda ATATÜRK’ e ' Mareşal ' ve ' Gazilik ' ünvanının verildiği gündür.
ATATÜRK o ünvan kendisine verildiği gün Türk milletine, komutanlara, subaylara, er ve erbaşlara hitaben; en veciz konuşmalarından birini yapmış ve şöyle seslenmiştir:
“Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum.”
"Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz."
“Bütün dünya bilmelidir ki, Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet tek vücut olarak