Bu nasıl içimi acıtan bir sonbahar!

Bu nasıl içimi acıtan bir sonbahar!






Birer birer dökülüyor yapraklar...



Bugünlerde boğazım düğüm düğüm! hıçkırıklarımın hepsi içimde !.

Öyle yoğun ve tarifi mümkün olmayan duygular yaşıyorum ki!. 



Uzun zamandır hiçbir şey yazamıyorum!.

Bir hiç'lik, bir boşluk içinde, öylece kala-kaldım!.



// Sessizliğimi ve suskunluğumu merak eden sevgili dostlarım! 

Biliyorsunuz uzun zamandır buralarda yoktum. 

Yaklaşık 2 aydır
Hoş Geldin Sonbahar

Hoş Geldin Sonbahar









Geldi yine bir sonbahar, sessiz sedasız. "Ne çabuk geçti yaz? ne çabuk geçti kış?" derken... yazlar, kışlar ardı ardına diziliyor, ömürler geçiyor hiç anlamadan. Bir koşuşturmaca, bir curcunadır akıp gidiyor zaman.


"Yaz mı? kış mı? yoksa ilk, ya da sonbahar mı?" derseniz, ben her iki bahar mevsimini, diğer mevsimlere göre daha çok severim. 'İlkbahar' bir tazelik, bir uyanış hali iken, '
'Her şeyi süpürebilirsin; Sonbaharı süpüremezsin.'

'Her şeyi süpürebilirsin; Sonbaharı süpüremezsin.'





görsel: burdan


Müjdelemek
istercesine ansızın çıkıp, ‘ben geldim aç kapıyı’ dedi sonbahar... dışarıda nasıl da yağıyor yağmur, sicim gibi. Tek tük aralarda kaybolmuş müstakil evlerin saçaklarından
damlıyor, pıtır pıtır... Sisler arasında sanki kaybolmuş bir şehir var ve havada boz bulanık bir toprak kokusu! nasıl yani mi
diyorsunuz.. Yeni
yaşam mahallimizin hemen yakınına, geleceğin finans