[Mayıs/2014] IZE BANGTAN RÖPORTAJI - “BU BİZİM İÇİN SADECE BİR BAŞLANGIÇ”

[Mayıs/2014] IZE BANGTAN RÖPORTAJI - “BU BİZİM İÇİN SADECE BİR BAŞLANGIÇ”



Geçenlerde çıkışınız 300. gününü kutladınız. Çıkışınızdan beri en çok ne değişti?
Jin: Üyelerin çıkışımızdan öncekiyle şimdiki yüzlerini karşılaştırırsak bence çok değiştiler. Kamera oyunu da olabilir ama hepsi şimdi daha canlı gözüküyor… Bir kişi hariç… Jimin! Onun en güzel hali çıkış zamanındaki haliydi, o zamandan beri görünüşünü korudu.
RM:Yani Jimin’in yakışıklı olmadığını mı söylüyorsun? (gülüyor)
Jin: Hayır, öyle değil. Diğer üyeler çok değişti…
Jimin:Kurtarmaya çalışma… söyledin ve bitti!

Hâlâ alışamadığınız bir şey varsa nedir?
J-Hope: Müzik programları hâlâ zor. Üzerimizde çok baskı var ve kameraların nerede olduğunu anlamamız gerekiyor. Liderimiz sahneye çıkmadan neler yapmamız gerektiğini bize söylüyor ve dans hocalarımızın bize söylediklerini hatırlatıyor.
RM: Bir türlü rahatlayamıyoruz. Bir an rap yapıyorum sonraki an dans ediyorum (gülüyor). Ve hâlâ rookie (*çaylak) olduğumuz için performanslarımızı kısaltıyoruz. Mesela son albümümüzdeki ‘Attack on BANGTAN’ performansımız Çarşamba günü farklıydı, sonra Perşembe günü yine farklıydı. Bü yüzden çok odaklanmamız gerekti.

Şu ana kadar en büyük başarınızı Boy in Luv ile birincilik adayı olarak elde ettiniz. (A/N: BTS, Boy in Luv ile 23 Şubat'ta Inkigayo’da birinciliğe aday gösterilmiştir. Hayran oyları %100 olmasına rağmen üçüncü olmuştur.) Hep istediğiniz şirket yemeğine çıkabildiniz mi?
RM: Daha önce birkaç defa daha şirket yemeğine gitmiştik; ama bu sefer, albüm promosyonlarından önce, Bang Shihyuk PD Garusogil'e götürdü. Albümümüzden çok emin olduğunu, büyük hatalar yapmazsak iyi tepkiler alacağımızı söyledi. Sanırım bunu öngördü. O gün çok fazla et yedik ve bir grup erkeğin gideceği bir yer gibi görülmeyen bir kahve dükkanına gittik.
Jin: Fakat az bir şeyler sipariş edip sakin bir şekilde sohbet etmedik. Bir sürü şey sipariş ettik ve siparişlerimiz gelir gelmez hepsini yiyip daha fazla sipariş verdik.

Daha önce promosyon yaptığınız şarkıların konuları, gençlerin başkaldırışları, endişeleri ve çelişkileriydi; ama bu şarkınız aşk ile ilgili. Yani dünyayla barışmışsınız hissi veriyor (gülüyor)
SUGA: Bu sefer kızla aramız iyi değildi (gülüyor). Ama dünyadaki tüm çiftleri destekliyoruz. Birbirlerini sevmeliler ki bizim şarkılarımızı kullanabilsinler.

Boy in Luv’ın, No More Dream ve N.O’dan geri kalmayan güçlü bir beat (tempo) ve sound (melodisi) var; ama şarkının bir kıza ilan-ı aşk etmekle ilgili olması garip. Şarkının yapım süreci nasıldı?
SUGA: Akılda kalıcı ve eşlik etmesi kolay olması için çalıştık. Sözlerine “Bbarim bbarim bbarim”, “dwegopa” ve “bad bad girl” gibi akılda kalıcı/eşlik etmesi kolay sözler koyduk.
RM: Bunlardan en azından biri insanların aklında kalır diye umduk (gülüyor)! “Senin oppan olmak istiyorum” ve “Yok yere beni kızdırıyorsun, nefessiz bırakıyorsun ve dır dır ettiriyorsun” gibi sözler çocuksu gelebilir, (bu sözlerle) sezgisel hisler vermek istedik. Adımızın dikkat çekmesi için büyük bir atılım yapmamız gerektiğini düşündük ve ‘Okul Üçlememiz’in üçüncü partı olarak ‘aşk’ güzel oldu.

Devam şarkınız Just One Day ile romantik bir performans sergilediniz. Aşkı, sadece koreografiyle değil; aynı zamanda yüz ifadelerinizle de ifade ettiniz. Sizin için nasıldı?
RM: Eski performanslarımızda (konsept gereği) ya kızgın ya da heyecanlı olurduk; ama Just One day için farklı bir konsepte ihtiyacımız vardı. Kamerayı sevdiğimiz kadın gibi düşünmeye çalıştık, özellikle de daha önce hiç böyle şirin/tatlı bir performans sergilemediğimiz için.
Jimin: Ama bu iyi sonuçlanmadı. Ne zaman önümde bir kız olduğunu düşünsem garip garip gülmeye başladım. Hahaha!
RM: Çünkü sen hep müstehcen şeyler düşünüyorsun (gülüyor).
Jin: Çok sevecen baktığımı düşünüyordum; ama bazıları bana neden bu kadar garip baktığımı sordular.

Siz, diğer idol grupların aksine single değil albüm çıkarıyorsunuz. Bu sizin genel duruşunuza daha çok odaklanmanızı mı sağlıyor?
RM: Birçok kişi bizi genel halk arasında daha popüler bir tarz olan Boy in Luv ve devam şarkımız Just One Day ile tanıdı, bu yüzden bizim asıl rengimizi yansıtan Spine Breaker ve BTS Cypher Pt.2: Triptych şarkılarımıza daha çok önem verdik.
SUGA: Rahatça dinlenen şarkıların, bizim rengimiz olan şarkılarla oranı arasında denge kurmaya çalıştık.  Tomorrow’u stajyerken yazdım; çünkü müzik yapmaya başlamamı sağlayan Epic High’ın Fly şarkısına benzer hisleri olan bir şarkı yazmak istiyordum.


Grubun dansçılarından J-Hope’un bu şarkıda daha fazla rap bölümü var ve V merkezde duruyor. Yeni yeteneklerinizi göstermek istiyorsunuz gibi görünüyor.
JH: Arkadaşlarım sayesinde daha çok çalışabildim.
RM: J-Hope eskiden hiç rap yapmamıştı; ama ona bir görev verirseniz yetenekleri hızlı bir şekilde gelişir. Genelde şarkının bridge (geçiş) bölümünü o söylediği için üzülüyordum. Bu yüzden Where Did you Came From şarkısında bridge (geçişi) ben söyledim ve J-Hope’un dinlenmesini sağladım. V’nin de özel bir yeteneği var. Eskiden sahnede farkında olmadan ağzını oynatıyordu; ama şimdi bilerek çekici yönlerini gösteriyor. Onu izleyerek öğrendi.
V: Ah, böyle şeyler duymak beni utandırıyor (gülüyor).

Youtube kanalınıza yüklenen videoları izlerken aegyonuzun arttığını görebiliyoruz. En çok hangi üyenin aegyosu arttı?
Herkes: SUGA hyung!
Jimin: Normalde Suga hyung hiçbir yerde aegyo yapmaz; ama artık kalp şekli yapıyor ve güzel bir şekilde (sesini taklit ederek) “SUGA~SUGA~SUGA~” diyor.
SUGA: Çünkü profesyonel olmak zorundayım!

SBS MTV <Rookie King> programında kız kılığına girmek için gerçekten profesyonel olmanız gerekiyordu.
RM: Ah.. Benim de hala Ay Savaşçısı olarak giyinip etrafta uçtuğum fotoğraflar var.
JK: Ama gerçekten kız gibi olmuştu. Seksiydi.
V: Uğur böceği kılığında bir peri olacağım için ben de şok olmuştum. Bence Ay Savaşçısı daha iyi. Ya da belki Rapunzel?
SUGA: Bir hizmetçi gibi giyinmek gerçekten istemediğim için şok olmuştum. Hayranların neden bunu görmek istediğini anlamadığım için bu durum daha da zordu. Biz kızların erkek kılığına girmesini istemiyoruz, neden onlar bizim kız kılığına girmemizi istiyorlar?
Jimin: Herkes kendini gördükten sonra sinir krizine girdi; ama bence ben kız kılığına girsem güzel olurdum. Bir kere okul festivalinde geleneksel kız kıyafeti giymiştim ve birinci olmuştum. Ama bu kız gibi giyinmek istediğim anlamına gelmiyor. Gerçekten!!
SUGA: "BTS Jimin kız kılığına girmeyi seviyor” diye haberler çıkacak.

Maknae Jungkook bu yıl liseye başladı. Giriş programına hep beraber gittiniz.
Jin: Salona baktım ve bence Jungkook en çok dikkat çeken kişiydi.
Suga: Bence aralarındaki en yakışlıklı Jungkook’tu. O gün hepimiz güzelce giyinmiştik.
V: Ama diğer öğrenciler çirkindi demek istemiyoruz! Belki de uzun olduğu için en çok Jungkook dikkat çekiyordu.
JH: Giriş programından sonra, Jungkook bize jjajangmyung ve acı-ekşi domuz ısmarladı. Eskiden ona çok şey alan hyungları için o gün hesabı o ödedi.
JK: Biriktirdiğim parayı harcadım (gülüyor).

Abilerin sana lise hayatı hakkında tavsiye veriyor mu?
Jimin: Ona vizelerinde cevabı bilmiyorsa ikinci veya beşinci şıkkı seçmesini söyledim. Ama ülke çapınca %1’e giren Rapmon hyung dördüncü şıkkı seçmesini söyledi, bu yüzden sanırım Rapmon hyungun tavsiyesine uyacak. Ama bu gibi durumlarda ülke çapınca %1’e giren birini dinlememelisin. Hyung en azından cevabın ne olduğunu düşünerek bir tahmin yürütmüştür; ama ben çoğu kez rastgele seçerdim!




Programlarınızın dışında hayranlarınızla birçok farklı şekilde iletişim halindesiniz. Özellikle Twitter gibi bir sosyal paylaşım sitesinde hata yapmak çok kolaydır; ama sizin tek bir hesabı paylaşmak konusunda bir sıkıntınız yok gibi.
SUGA: Ne yazacağımız konusunda dikkatliyiz. Ve twitterı sadece hayranlarımız çok merak ettiği için günlük hayatımızı onlara göstermek adına kullanıyoruz. Genelde nerede olduğumuzu ya da ne yaptığımızı söylüyoruz/paylaşıyoruz.
V: Başka bir üye tweet atarken çakışma olmasın diye bekliyoruz.
Jimin: Herkes selca paylaşıp hava atmayı seviyor. Son zamanlarda en iyi selcaları maknae çekiyor. Çünkü o çok şirin. Ben en kötü selca çekendim ama çok pratik yaptım ve 6. sıraya yükseldim. SUGA hyung en kötüsü (gülüyor). Stajyerken en çok kimin selcası retweet alacak diye yarış bile yaptık. Belki de sadece ben bunu düşündüm. 6 retweet farkla olsa da, “Ahh.. kaybettim!” diyerek kendi kendime çok hayal kırıklığına uğradım. Ahaha.

Okul Üçlemeniz neredeyse bitti ve birinci yılınız da yaklaşıyor. Ne kadar yol kat ettiğinizi düşünüyorsunuz?
JK: Neredeyse bir yıl olacağı için biraz üzgünüm. Kısa zaman zarfında çok geliştiğimi göstermek istiyordum; ama olmadı. Gösterdiğimden daha çok gösteremediğim şeyler oldu ve kendimi çok geliştirememişim gibi hissediyorum. Bu yüzden başka şeyler de yapmalıyım.
SUGA: Bence daha yeni başlıyoruz. Şu anda rookie/çaylak olduğumuz için yanımıza kalacak şeylerin artık yanımıza kalamayacağı bir durumdayız.
RM: Bazen bu noktaya çok hızlı gelmişim gibi, bazen de daha gidecek çok uzun bir yolumuz varmış gibi hissediyorum. Kendi aramızda iyi yaptığımızı söylüyoruz; ama ödül töreni gibi yerlere gittiğimizde kendimizi çok küçük hissediyoruz.
Jin: Yani her şey çok karışık. Şu an yapılacak en doğru şeyin önümüze bakıp daha çok çalışmak olduğunu düşünüyorum. Ne çok yavaş ne de çok hızlı ilerlemek istiyorum.


Türkçe Çeviri: Golden_v
[MAYIS/2014] IZE JUNGKOOK 10 Soru 10 Cevap

[MAYIS/2014] IZE JUNGKOOK 10 Soru 10 Cevap


Soru: Çekimdeyken böcekleri öldürmekte iyiydin. Kolayca korkmayan bir tip misin?
JK: Kanatlı böcekler ya da geyik böceği gibi havalı böcekler harici diğer hiçbir böceklerden hoşlanmam. Çocukken, bir geyik böceğim vardı. Ama o hemencecik öldü çünkü ona iyi bakamadım. Dağda yakalayıp, evde bir kabın içine koymuştum. O yaz, dağda 3-4 tane de kerevit yakaladım ve onları da büyüttüm. O zamanlar, hiçbir şey bilmiyordum, o yüzden onları dışarı salıverdim ama öldüler. Hayvanlara isim bile verememiştim, bu yüzden üzüldüm.

Soru: Başka hayvan besliyor musun peki?
JK: Evde bir malta köpeğim var. İsmi 'Gureum' (bulut) ve onu çok özlüyorum. Hem ailem işte, hem de abim askerde. Bu yüzden Gureum hep yalnız. Şaka yoluyla hyunglara onu yurtta besleyip besleyemeceğimizi sordum ama hayır dediler. Ortamının iyi olması gerektiğini ama bizim yurdumuzda bir sürü kıyafet ve ayakkabı olduğunu, ona bakacak hiç kimse olmadığını, bu yüzden köpeğimin hemencecik ölebileceğini de söylediler. 

Soru: Geçenlerde lise hayatın başladı. En sevdiğin ders ne?
JK: Beden eğitimi ya da sanat dersleri. Müzik dışında gerçekten hiçbir şeyden hoşlanmıyorum. Spor salonunu seviyorum ve dodgeball veya badmindton oynarken çok eğleniyorum. (Dodgeball bizdeki yakartop. Badmindton da bir tür tenis oyunu.) Ortaokuldan bu yana, topu sert atmakta iyiyim. Bedenimle yaptığım şeyleri öğrenmekte hızlı olduğumu düşünüyorum. Coğrafya cidden zor. Ben bir şeyi yapamazsam, diğer şeylere önem veren biriyim. Bu yüzden daha fazla karışmadan coğrafyadan vazgeçtim.

Soru: Artık 18 yaşına geldin, gelecekle ilgili kararlar vermeye başladın mı?
JK: Çocukken her şeyin sonunda sadece bana geleceğini düşünürdüm. Ama şimdi girişken olmam ve pratik yaparak kendimi geliştirmem gerektiğini düşünüyorum. Geçen sene, pratik yapıyordum çünkü yapmak zorundaydım. Ama şimdi bunu kendim isteyerek yapıyorum. Kitap okumaya bile başladım. Adı <1cm+>. Bir hayranımız hediye etmişti. Programım olmadığı zaman veya uyumadan önce okuyorum. Okuduğum zaman, "Eğer okursam, konuşmakta daha iyi olacağım, değil mi?" diye düşünüyorum.

Soru: Hyungların senin vücut geliştirmeye başlamanın onları da çalışmaya ittiğini söylüyor. Seni vücut geliştirmeye iten şey neydi?
JK: Eskiden, hyunglar egzersiz yaparlardı ama ben yapmazdım. Ama bir gün, Taeyang ve Jay Park sunbaenimleri gördüm ve ben de kaslarımın öyle olmasını istediğimi düşündüm. Şimdi hyunglar da benimle beraber egzersiz yapıyor. Ama aramızda bir rekabet söz konusu değil. Ben egzersizlerin bilimsel açıdan yapılması gerektiğini düşünüyorum. Mesela, 6 kilogramlık ağırlıklar kullanıyorum çünkü 65 kiloyum. Ben pek fark etmiyorum ama etrafımdaki insanlar kaslarımın daha da belirginleştiğini söylüyorlar.

Soru: Şarkıcı sıfatını bir tarafa koy, Jungkook için ne tarz bir erkek havalı bir erkektir?
JK: Başkalarının ne düşündüğünü önemsemeyen biri havalı değil midir, sizce de? Canının istediği her şeyi yapan bir adam... Şimdi böyle desem de, aslında ben oldukça çekingen biriyim. Bu yüzden bu tanımlama benimle çok zıt. Sıkı çalışırsam, muhtemelen hızlıca havalı bir adam haline gelebilirim. 20 yaşına geldiğimde şık, güzel şarkı söyleyen, iyi şarkı yapıp, sözler yazabilen biri olabilirim.

Soru: Yüklediğin çizimlere bakacak olursak, kendi stilin varmış gibi görünüyor. Ne zaman çizim yapmaya başladın?
JK: Ailemde herkes resim yapmakta iyi, çocukken ben de onları örnek aldım. Babam, harika bir resim çizmişti. Adı <Bebeğim, hadi gidelim.> Park Shinyang'ın resminin aynısını çizmiş ama onu gerçek bir ressam çizdi sanmıştım. Ağabeyim ve annem çok güzel resim yapıyor ve ben ailede en kötüleriyim. Özel olarak üstüne düşmedim, ders almadım. O yüzden çizimelerimde kafamdakini tam olarak yansıtamıyorum. Bazen üyeleri bir kalemle çizmeye çalışıyorum. Çizmesi en kolay üye güneş gözlüğü ve kıvırcık saçları varken Rapmon hyungdu.

Soru: Artık bir yıl daha büyüksün, kendini yaşlanıyormuş gibi hissettiğin zamanlar var mı?
JK: Gözümdeki kırışıklar... aniden artmaya başladı. Çok gülümsediğim için mi? Halbuki göz kremi de kullanıyorum. Bunun dışında önceden her şey hakkında hyunglara şikayet ederdim. Artık diğer üyeler hoşuma gitmeyen bir şey söylediğinde, konuşmadan önce iki kez düşünmem gerektiğinin farkındayım.

Soru: Busan şiveni düzeltemiyor musun ya da istemiyor musun?
JK: Doğru, düzeltemiyorum. Ama çalışmıyorum da. Buna Busanlı bir adamın gururu diyebiliriz sanırım. Bunun gibi bir şey. Konuşurken Busan ve Seul şivesini beraber kullanmak istiyorum. Jimin hyung da Busanlı, Ve V hyung Daegu'lu. Ama bakacak olursak şiveyi onlardan daha az kullanıyorum. Ama konuşma sırasında birden çıkıverdiği anlar da oluyor.

Soru:  Son zamanlarda gitar çalmaya başladığını duydum. Çevrendeki insanlar nasıl tepki veriyor?
JK: Justin Bieber'ın sadece şarkı söylemediğini, ayrıca davul ve gitar da çaldığını öğrendikten sonra, çalışmaya başladım. Çok fazla çalışma yapamıyorum ama yaklaşık bir aydır kitaplara bakarak akustik gitar çalışıyorum. Hyungların pek umurundaymış gibi durmuyor ama sanırım rekabetçi ruhundan dolayı, benim gitar çaldığımı gördükten sonra, V hyung da öğrenmeye başladı. V hyungun yapmak istediği çok şey var, ama o bir şeyle uzun süre ilgilenemiyor. Jimin hyungla bazen bu konu hakkında konuşuyoruz. (güler) Eğer V hyung bunu duyarsa, biraz rahatsız olabilir, değil mi?

Türkçe Çeviri: Taeyaren

[MAYIS/2014] IZE V 10 Soru 10 Cevap

[MAYIS/2014] IZE V 10 Soru 10 Cevap

                   

Soru: Lunapark'a gider gitmez, tüm oyuncaklara dokundun. En çok hangisini sevdin?
V: Heyecanlandım çünkü çocukken binemediğim oyuncaklar vardı. Uçabileceğim Squirrel Container gibi oyuncakları seviyorum. Lunaparkları gerçekten çok seviyorum; özellikle, Gyro DropGyro Swing ve roller coaster'ı. Genelde hayaletlerden korkarım, kaba ve çirkin şeylere dokunamam ve yüksekten de korkarım; ama lunaparktaki oyuncaklar farklı. Hem güvende hissettiriyor hem de heyecan veriyor.

Soru: Fotoğraf çekimlerinde, rahatça hareket ediyor gibi görünüyordun. Çekimler nasıldı?
V: Model arkadaşlarım, çok hareket edersem fotoğrafların iyi çıkmayacağını söyledi. Onları dinledim ve çok fazla hareket etmedim, böylece fotoğraflar gerçekten daha iyi çıktı. GD ve Gongyoo sunbaelerimin verdiği pozlara bakarak poz vermeyi denedim; fakat daha doğru pozumu bulamadım. Henüz çekimden çıkacak fotoğrafları dört gözle bekleyecek bir konumda değilim.

Soru: Üyelere takılmaya ve onlarla uğraşmaya bayılıyorsun. Üyelerden seninle uğraşmayı seven var mı? 
V: Evet, Suga hyung. Diyelim ki yatıyorum hemen yanıma gelip "Seni serseri, yorgun musun?" diyor. Beni yakalıyor ve rahatsız ediyor. (güler) Bazen rap kısımlarını hazırlarken Rapmon hyung kafiyeli bir şekilde şaka yapmaya başlıyor ve kimse takip edemiyor. Ben deneyince de şöyle çıkıyor "Hyung, şimdi at (*Türkçe'si "at" olan "mal" kelimesi Korece hem "söz/kelime" hem de "at" anlamına geliyor) söyleyeceğim.", "Kılıcını tut ve arkadaşını ara."
(Ç/N: Normalde bunun kelime oyunu olması gerekiyordu ama çevirince garip oldu :D)

Soru: Animeleri seviyorsun, değil mi? Son zamanlarda hangilerini izledin?
V: <One Piece>'i izliyorum. Ama Jin hyung dışında diğer üyeler animeleri sevmiyor. Gerçekten eğer bir kere izleseniz siz de bayılacaksınız diyorum, ama buna rağmen izlemiyorlar. Bazen karakterlerden bazıları ölüyor, bazıları yaşamaya devam ediyor. Ben de bu dokunaklı anları diğer üyelerle paylaşmak istiyorum fakat paylaşamıyorum. Bu da beni üzüyor.  

Soru: Son zamanlarda beste yapıyorsun. Yeteneklerini geliştirdin mi?
V: Bestelerle aramdaki mesafeyi koruyorum. Bir melodi yapıyorum, sonra da sözleri yazmaya çalışıyorum; ama sözler bir türlü gelmiyor. Aklıma gelen sözler sadece "Seni gerçekten seviyorum" ya da "Biliyorum o sensin." gibi. Daha iyisini yapabilmek için bekleyeceğim.


Soru: Japonca çalıştığını duydum. Ne kadar öğrendin?
V: Normal bir diyalog kurabilirim. Kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum çünkü imza günümüze gelen Japon hayranlarla birazcık konuşabiliyorum. 'Komibako' (Çöp tenekesi) ve 'guragura' (titremek) kelimelerini seviyorum. 'Komi' kelimesi çöp anlamına geliyor ama söylemesi güzel, değil mi? Komi... Komi... Komi...(güler) Kolayca dilime dolanıyor. Normalde, Japonca'yı Rapmon hyung ile öğreniyordum; heralde eskiden en iyi %1'in içinde olduğundan, kendine özgü öğrenme yöntemleri var. Karşısına bilmediği bir kelime çıktığında, hemen telefonuna veya bilgisayarına yazıyor. Bazen, yakında eline de yazacak heralde, diyorum. (güler)

Soru: Hobi olarak öğrenmek ya da yapmak istediğin birçok şey var gibi görünüyor. Bir şeyden çabucak soğuyan tiplerden misindir?
V: Evet. 3 yıl saksafon öğrendim. Ama 4 yıl dinlendikten sonra yeteneklerim hiç de iyiye gitmedi ve tekrar denemeye çalıştığımda ağzım acıyor. Eskiden (saksafonumun) kendine özgü bir sesi vardı ama tekrar denediğimde diğerleriyle aynı sesi çıkardığımı fark edince (kendime ait o sesi bulamayınca) devam etmemeye karar verdim. Eagles'ın "Desperado" şarkısını çalarak ödül kazanmıştım. O zamanlar bu şarkıyla rüzgar gibi eseceğimi düşünmüştüm ama sonra herkes aynı şarkıyı çalmaya başladı. Başka şarkı seçmeye karar verdiğimde ise BTS'e seçildim ve bırakmak zorunda kaldım.

Soru: İyi bir moda anlayaşın olduğunu söylüyorsun. Kıyafet seçiminde standartların nelerdir?
V: Dikkatleri tek bir renkte toplamaya çalışıyorum. Mesela tamamıyla siyah bir kıyafet giydim diyelim o zaman renkli bir bandana, o yoksa değişik bir şapka ya da snapback tarzı yuvarlak bir şapkayla görüntümü tamamlıyorum. Taşıyamadığım hiçir kıyafet yok. Benim için hiçbir şey imkansız değil. Diyelim şapka yakışmadı, kıyafetimi tamamen değiştirebilirim. Eğer gözüme güzel gelen bir şapka bulursam sırf ona uyması için yeni pantolon ve ayakkabı alabilirim. Eğer bir kez bu şekilde alışveriş yaparsam, 5 ay boyunca hiç kıyafet satın almıyorum.

Soru: Senin tüm üyeler tarafından sevildiğin söyleniyor. Sırrın ne?
V: Herkese arkadaşımmış gibi davranıyorum, yaşı kaç olursa olsun. Böylece, benden küçükler yanımdayken çekingen hissetmiyorlar, rahatlıkla eğlenebiliyoruz. Çevremdeki insanların beni gerçekten önemsediklerini hissediyorum. Bazen arkadaşlarımın sorunlarını dinliyorum ve onlar da "Bu konuyu anlattığım tek kişi sensin." diyor. Veya bir süre onlarla görüşemediğimde, "Seni özledim, arkadaşım." diye arıyorlar. Geçen doğum günümde, uzun uzun yazılmış 50 tane kutlama mesajı aldım.

Soru: Normalde senin 4D olduğunu biliyoruz. Hiç "Bunu bile düşündüm yaa." dediğin şeyler oldu mu?
V: Bazı garip konular var tabi ama genellikle Iron Man'e dönüştüğümü hayal ediyorum. Çünkü ben de uçmak istiyorum. Eğer uçaktan bir parça alırsam ve jet yakıtı ile doldurursam, işte o zaman uçmamın mümkün olacağını düşünüyorum.

Türkçe Çeviri: Taeyaren