[11.11.2015] Suga Twitter Güncellemesi

[11.11.2015] Suga Twitter Güncellemesi



                                    


Merhaba, ben Suga~

Bu seneki üniversite giriş sınavının yarın olduğunu fark edince sınavdan önceki son günümü hatırladım. (Daegu'dan) Seul'e geleli tam bir yıl olmuştu, birkaç gün sonrasında sınava girdim. Ailemden uzakta olduğumdan bana öğle yemeği hazırlayacak kimsem yoktu hahaha.

Sınava gitmeden önce yanıma biraz kimbap almalıyım diye düşünerek yattım ama uyuyamadım. Seul'e geldiğimde artık derslerden uzaklaşıyorum diye düşünmüştüm ama üniversite sınava giriyordum (Seul'e aslen sınava girmek için değil müzik yapmak için geldi) hahahahaha. 
Saatlerdir yatakta dönüp duruyordum; çünkü uyuyamıyordum. Dışarıdan sesler geliyordu. “Çocuklar (üyeler) yarın için bana öğle yemeği hazırlıyor herhalde” diye düşündüm. Uyanıktım, bayağıdır uyanıktım ve benim için bir şeyler hazırladıklarının farkındaydım. Fakat odadan dışarı çıkmadım. Hatta lavaboya gitmem gerekiyordu ama uyuyormuş taklidi yaptım. Arada gelip uyuyor muyum kontrol ediyorlardı. HAHA gerçekten uyuyormuş gibi gözükmek için elimden geleni yaptım.
Grupta üniversite sınavına girecek ilk kişi bendim ama diğerleri benden daha stresliydiler resmen kıhkıh. Lavaboya gitmem gerektiği için acı çekiyordum gerçekten... Uyuyormuş numarası yapmak daha da zorlaşmıştı haha.

Herneyse, benim için hazırladıkları öğle yemeğini yanıma aldım tam çıkacakken arkamdan (üyeler) "Fighting" diye bağırdılar ve sınav için bana şans dilediler. O zamanlar en büyük üye ben olduğumdan gruptaki herkes benden küçüktü. Kusura bakmayın, yazım yanlışı yapıyorum... Bunları küvette yazıyorum lütfen anlayış gösterin bana~

Sabahleyin erkenden sınav yerime gitmek için yola çıktım. Durduk yere gerilmiştim. Neyseki sınava gireceğim yer mezun olduğum lisenin yakınındaydı, yürüyerek gittim. Atkımı sıcak tutması için iyice sarmıştım boynuma, çıkış yaptığımız ilk zamanlar sürekli taktığım atkı... Çok iyi hatırlıyorum. O atkıyı bana Seul'e gelmeden önce annem almıştı... evvet. Neyse, sınav yerime doğru yürürken zaman o kadar yavaş geçiyor gibiydi ki sanki her şey ağır çekimdeydi. On yedi yaşındaydım, aslında sürekli stüdyoda takıldığımdan okumaya hiç ilgim yoktu ama yine de gergindim işte...

Ben o gün çok gergindim...Bu sene sınava girecekler nasıl hissediyorlar acaba... Sınava girmeden önce size yeşil çay, çikolata ya da şeker falan ikram ediyorlar. Ben fazladan bir tane isteyip öyle girdim. Millet, siz de bir tane daha alıp öyle girin.

Çok fazla yazım yanlışı yapıyorum... Su geçirmez kabım var ama telefonumun ekranı çok fazla buhar yaptı. Ben bir yere tıklayınca o kendi kendine başka bir yere tıklıyor.
Herneyse, üyeler ısrarla yemek kabımı öğle yemeği zamanı gelince açmamı söylediler. Ben de öyle yaptım. Pilav ve tavuk (göğüs) vardı, viyana sosisi ve de omlet rulosu. Sonuçta stajyerdik, nereden para bulsunlar. Yurtta olan malzemelerle bir şeyler hazırlamışlardı işte, yine de hepsini bir güzel yedim. Tavuk artık soğudundan ısırmak zordu ama onu da afiyetle yedim. Yemek kabımın içinde bir de bir A4 kağıdı vardı. Ne olduğunu bilmediğimden merak içinde açtım, mektuptu. Paraları olmadığı için yurttaki A4 kağıtlarından birine yazmışlar. Biraz duygulanmıştım. Ama ağlamadım... gerçekten...

Sınav bittikten sonra spor sahasına gidip mektubu tekrar okudum. Okulun sahası bayağı büyüktü, biraz yürüdüm ben de. Sınavdan çıktığımda, benimle beraber sınava giren öğrencilerin aileleri onları almaya gelmişti; bazıları da arkadaşlarıyla toplanmış nereye gitsek diye konuşuyorlardı... Benim de boynuma güzelce sardığım gri atkım vardı, yalnız başıma geri döndüm. O an dünyadaki tek siyah-beyaz şey benmişim gibi hissettim. Dönüşte yol uzamış gibi geldi.

Yurda dönerken farklı farklı duygular içerisindeydim. “12 yıllık öğrencilik hayatım sonunda sona mı erdi?” ya da “Arkadaşlarıyla takılabildikleri için çok şanslılar. Benim gidip çalışmam gerekiyor..." veya “Of, ben de ailemle yemek yemek istiyorum”... Kafamda sürekli bu gibi düşünceler belirip duruyordu.
Yurda yürüdüm, vardığımda üyeler sınavımın nasıl geçtiğini sordu... SİZCE? ... İyi geçti, dedim sadece. O gün (sınava girdiğim gün) de uyuyamadım. İçimde garip bir his vardı, böyle boş bir his... Kafamın içinde dolaşan bir sürü düşünce vardı.

Ben de böyleydim işte, tıpkı sizin gibi. Yani telaş yapmayın. Sadece sakince sınavınızı çözün. Cevabı bilmiyorsanız üçüncü şıkkı işaretleyin. Cidden... biri okulda öğrendiklerimden ne kadarını hatırladığımı sorsa şu cevabı verirdim: hiçbirini. On sekiz yaşıma bastığımda artık lise bir, lise iki yoktu; stajyerliğimin ilk yılı, ikinci yılı vardı. Belki de sınava giderken gergin değil, heyecanlıydım... On sekizime bastıktan sonra okul gezilerine bile gidemedim, hatta pikniğe bile...

Yarın sınavdan çıktıktan sonra, sınavınız iyi de geçse kötü de geçse, iyice eğlenin; stres atın. Artık eğlenmeyi hak ediyorsunuz çünkü on iki senedir yorucu bir savaştasınız. Ama hâlâ reşit olmadığınızdan alkol kullanmayın. Yirmi olunca içersiniz. Ben sınavdan hemen sonra çalışmaya gittim. Ve yurtta çocuklarla yemek yedik.

Sınavdan sonra boşluğa bakarak geçirdiğim birkaç günün ardından yirmi oldum. Yirminci yaşımın ilk gününü (1 Ocak. Ç/N: Kore'de herkes yılbaşında bir yaşına daha giriyor) içki içip kulübe giderek geçirmedim; ailemle birlikte Busan'a gittim. Cidden ilginç bir yerdi... Derin, masmavi denizden başka hiçbir şey yok. Sürgüne gönderilmiş gibiydim... Yirmi yaşıma bastığımda hayatımın bir anda *puf diye* olağanüstü bir hal alacağını düşünmüştüm. Ama öyle olmadı. Üniversite sınavına girmek, yirmi yaşına basmak özel olur diye düşünmüştüm ama sadece gözümde büyütmüşüm. Yani sınav yüzünden strese girmeyin çünkü cidden hiçbir şey değil. Kişisel görüş gerektiren soruların cevaplarını bilmiyorsanız, 0 ya da 1'dir. Galiba ben 0 yapmıştım. Doğru yapmış mıydım onu bile hatırlamıyorum.

Gerçekten büyütülecek bir şey değil hiç, bu yüzden hiç gerilmeyin ve sınav yüzünden stres yapmayın. Sadece elinizden gelenin en iyisini yapıp çıkın. Aileniz sizi sınav yerine bırakmak isterse "peki~" diyip razı olun, yok yere sinirlenmeyin onlara. Sınavınız iyi geçmeyebilir de, sorun değil ama hazır sınava giriyorken yapabildiğinizin en iyisini yapın ve çıkın. Umarım hepinizin sınavı iyi geçer. Yetiştiremezseniz sakın ağlamayın. ODAKLANIN ve işaretleyin. Şimdi de süt içip marul yemenizi söyleyeceğim. Muhtemelen on bir, on iki gibi uyumuş olacaksınız. Biraz süt için, marul yiyin ve uyuyun.

İyi uykular ve inşallah yarın sınavınız iyi geçer. FIGHTING gülegüle.




Not: Fotoğraf, tweetlerden bağımsızdır.



İngilizce Çeviri: BTS_ABS
Türkçe Çeviri: Cimcim @ BTSTurkey
[AĞUSTOS 2014] Kstyle BTS RÖPORTAJI

[AĞUSTOS 2014] Kstyle BTS RÖPORTAJI


Çaylak Ödülleri, Japonya'da resmi çıkış ve fan kulüp kuruluşu...  Üstelik hepsi de sadece çıkışlarının ilk yılında... BTS: Hepsi hayranlarımız sayesinde.


Kore'de çıkış yaptıklarından bu yana, bir yıl içinde, BTS Japonya'da da başarılı bir şekilde çıkış yaparak Oricon listelerinde üçüncü oldu. Başarıları birbirini izleyen Japon teklileri ile, K-POP'ta gelecekteki büyük gruplardan biri olduklarını tam olarak kanıtladılar.


     「Sıralamamızın aşağı inmektense yukarı çıktığını duyduğuma gerçekten çok memnun olmuştum.」



- Japonya çıkış şarkınız No More Dream kısa süre önce Oricon listelerinde üçüncü sıraya yerleşti. Tebrikler!

HERKES: Yay-! (Herkes gülüyor)
SUGA: Osaka'da bir etkinlik düzenledikten sonra öğrendik. Bunun hakkında gerçekten herkes heyecanlıydı.
V: Hepimiz "Üçüncü! Üçüncü!" diyorduk.
SUGA: Sıkı çalıştığım için. (Gülüşmeler)
JIN: Hepimiz sıralama eninde sonunda aşağı inecektir diye düşündük ama tam tersi oldu. İyi bir şekilde tuhaftı.

- Kutladınız mı?
RAP MONSTER: Akşam yemeği için dışarı çıktık. (Gülüşmeler)
SUGA: Alkolsüz içeceklerle kutladık.
J-HOPE: Şerefe!

- Çok sayıda hayran albüm yayınlama etkinliğiniz için bir araya toplandı. Nasıldı?
J-HOPE: Özellikle bizi görmek için gelenler olmak üzere gerçekten bütün hayranlara teşekkür ederiz. Gerçekten hayranlarımızdan gelen bütün sevgi ve desteği hissettik ve bence Oricon sıralamasında olabilmemiz tamamen onların sayesinde.

- Sanıyorum ki bu ilk albüm yayınlama etkinliğinizdi?
HERKES: Evet, öyleydi.
RAP MONSTER: Daha önce sadece performans sergiledik yani bu sefer daha önceki yaptıklarımızdan biraz daha farklıydı. Hayranlarımızla daha yakından tanışabilmemiz çok hoştu ayrıca bu (etkinlik) sahneye çıkmak için de bir fırsat oldu.


İkinci Japonca teklilerinin listelerde dördüncü olduğunu öğrendiklerinde BTS çok şaşırdı.






- Bir ay içinde, bir başka Japonca tekli yayınladınız, BOY IN LOVE.

SUGA: Kelimenin tam anlamıyla No More Dream'i bitirir bitirmez KM-MARKIT ile çalışmaya başladık.

- Ve yayınlandığı gün listelerde dördüncü sıraya çıktı.
RAP MONSTER&SUGA: Bu röportajdan hemen önce öğrendik.
JIMIN&JUNGKOOK: Gerçekten mi?
JIMIN: Boy In Luv şu anda dördüncü sırada mı? Voaa-! (Gülüşmeler) Bir sonraki sefere daha yüksek sıralamada olmak için hepimiz daha fazla çalışacağız!
V: Bu çok büyük bir onur. Genelde diğer şarkıcıların Oricon listesinde yer aldığını duyuyorduk ve artık bizim de o şarkıcılardan olmamız harika.

- Lütfen bize yeni tekliniz, Boy In Luv'dan bahsedin.
RAP MONSTER: Bugüne kadar şarkılarımız genelde gençlerin klişeler gibi yüz yüze geldiği toplumsal sorunlarla ilgiliydi. Boy In Luv ile birlikte, onların aşklarıyla ilgili konuşmak istedik.

- Boy In Luv ne tarz bir konseptte ve koreografide?
J-HOPE: Genel olarak, koreografi önceki şarkılarımız No More Dream ve N.O. gibi şarkıyla uyum içinde olmaya yönelik. Yakında öğreneceksiniz.
SUGA: Şarkı ve koreografi gençlerin biraz çocukça ama özünde dolup taşmış, cesareti ve aşkları ile ilgili.

- Bana bazı BTS üyelerinin şarkının yapım aşamasına katıldığı söylendi. İşi nasıl bölüşüyorsunuz?
SUGA: Pdogg parçadaki ilk işi yapıyor ve biz, J-Hope, Rap Monster ve ben dinliyoruz ve hep beraber çalışıyoruz. Her birimiz biraz fikir veriyoruz ve Pdogg dahil, hepimiz tamamlamak için üstünde çalışıyoruz.
V: Süreç boyunca, vokaller, dinleyip ve nasıl daha iyi geliştirilebileceği ile ilgili fikirler veriyor.
SUGA: Sonuç olarak, tüm üyeler şarkının yapım aşamasına katıldı. Hepimiz yapım aşamasındaki süreçte bazı fikirler verdik.

- Bu sizin Japonya'da ünlü bir rapçi olarak bilinen KM-MARKIT ile ikinci kez çalışmanız. Beraber nasıl çalışıyorsunuz?
RAP MONSTER: Genelde onun Korece'ye çevrilmiş olan şarkılarını alıyoruz ve daha nasıl geliştirilebileceği ile ilgili fikirler düşünüyoruz.
SUGA: KM-MARKIT şarkının kaydına bile geldi ve telaffuz konusunda bize yardımcı oldu.

- KM-MARKIT ile çalışmak nasıl?
JIMIN: Gerçekten iyi ve nazik.
SUGA: Aynı zamanda oldukça eğlenceli ve havalı. Gerçekten açık görüşlü.
RAP MONSTER: Hip Hop aşığı. Hip Hop ile aşk yaşıyor.
SUGA: Konu Hip Hop'a gelince masum ve saf biri. (Gülüşmeler)
RAP MONSTER: Aynı zamanda bebeğimsi bir tarafı da var. "Oh-! Rap Monster!" dediği zamanlar (da olduğu) gibi. (KM-MARKIT'ı taklit ediyor)
SUGA: Onunla beraber olmak ve beraber çalışmak bir zevk.



「Just One Day」 ruhumuz ve çabalarımızla dolu bir parça.






- N.O ve Just One Day'i Japonca söylemek nasıl hissettirdi?
SUGA: Korece söylemekten biraz farklıydı. Sözler de biraz farklı. Bu farklılıklar onları sanki bambaşka birer şarkıymış gibi yaptı ki bence bu iyi bir şey.
V: Japonca söylerken daha fazla duygu katabildim.
JIMIN: Şahsen N.O'yu kaydederken özellikle 「じゃなくてー」 kısmında olmak üzere zorluk çektim.. hemen hemen her kısımda. (Gülüşmeler)

- Peki ya Just One Day?
HERKES: Çok zordu.
SUGA: Öncelikle, çok fazla kelime vardı. Ve şarkı çok fazla sayıda benim zorluk çektiğim 「じ(Ji)」 kelimesini içeriyordu.
JIN: 「会えるように」 kısmını telaffuz etmek zordu, düzgünce yapabilmek için neredeyse bütün gün çalıştım.

- Sanırım Just One Day tüm ruhunuz ve çabanızla dolu?
HERKES: Evet, yani lütfen dinleyin.
V: Gerçekten yani... (Gülüşmeler)


  Pinata kazası... "O konu hakkında konuşmayalım."



.              


Mayıs ayında düzenlenen ilk Japon fan toplantısı nasıldı?

JIN: Hayranlar ile oynamaktan çok keyif aldım. Eğlenceliydi. 
J-HOPE: Daha önce Koreli fanlarla buluşmamız olmuştu ama Japonya'da bunu başarabilmek şaşırtıcıydı. Gerçekten daha fazla çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.


- Ve tabii Jimin'in Pinata kazasını affedemeyiz. (Gülüşmeler)
JIMIN: O konu hakkında konuşmayalım. (Acı acı gülüyor)
J-HOPE: O sırada Jimin çok heyecanlıydı.
SUGA: Sadece öne çıkmaya çalışıyordu. (Gülüşmeler) Prova sırasında hepimiz olmaz dedik.
RAP MONSTER: Gerçek anlamda üzgündüm.
J-HOPE: Hayran buluşmasının ana noktasıydı.
V: Biraz aşırıya kaçtı.
JIMIN: Ama bilerek yapmadım. Sanırım sahnede olduğum için çok heyecanlandım ve sonuç olarak ipleri çekiştirdim.

- Sahnede sayısız kaza yaşamanıza rağmen hala harika bir takımsınız. (Gülüşmeler)
V: Sadece eğlenmeye çalışıyoruz.
RAP MONSTER: Etkinliği tekrar yapamayacağımıza göre, olduğu gibi seviyoruz. Ama kesinlikle çok fazla kaza yaşadık.

- Sanırım bu da demek oluyor ki sahnede olmaya alışmaya başladınız.
SUGA: Sanırım. Artık sahneden korkmak ya da gergin olmaktansa eğlenmeye başladık.

- Görünen o ki canlı performanslarınız giderek daha da iyi oluyor. Siz de gelişmeleri hissediyor musunuz?
HERKES: Teşekkürler.
V: Beraber çok prova yapıyoruz bu sahne tecrübesiyle de beraber, bize takım olarak da kesinlikle yardımcı oluyor.
SUGA: Her provadan sonra gelişmek için ne yapabileceğimiz ile ilgili konuşuyoruz.


  Çıkış sonrası birinci yıl... BTS'in popüler 3 etkinliği.




- Japonya'da çıkış yaptığınızdan beri sadece dokuz ay oldu ama her yerde siz varsınız. Nasıl hissediyorsunuz?
RAP MONSTER: Bir yıldan daha kısa bir süre içinde çok fazla şey yaptık. İlk performans, Japonya çıkışı, ilk hayran buluşması gibi.
SUGA: Kore'deki programımız ile benzerdi o yüzden çok farklılık hissetmiyoruz.
JIMIN: Evet, program zamanlaması, hemen hemen aynı.
RAP MONSTER: Benden iki tane varmış gibi hissediyorum.

- Yani o zamandan beri dinlenmeye zamanınız yoktu?
V: Yoktu.
RAP MONSTER: Çıkışımızdan beri hiç yoktu yani... (Gülüşmeler)

- Çıkışınızdan beri hangi üç etkinlik aklınızda en çok yer edindi?
RAP MONSTER: 1. Çaylak Ödülü 2. Kore ve Japonya'da ilk hayran buluşması. 3. Japonya'da resmi çıkış.

- Hepiniz katılıyor musunuz?
JIN: Bir şey daha. Apandisti yüzünden geçen yıl SUGA bizimle performans sergileyemediğinde. Bu hepimiz için büyük bir endişeydi.
SUGA: İkinci performans sırasındaydı. İlk performans sırasında iyi hissetmiyordum ama sahnede olmam gerektiğini düşündüm bu yüzden bir bakıma hissettiğim acıyı unuttum. Ama ondan sonra, performans sergilemek için çok hastaydım...
RAP MONSTER: Onun yerine koreografımız geçmişti.
SUGA: İnsanlar SUGA neden çok kilolu ya da niye maske takıyor diye soruyorlardı. (Gülüşmeler)

- İyileştiğinde nasıl hissettiniz?
SUGA: İlk operasyon iyi gitmediği için bir ay boyunca uzakta durmak zorundaydım. Ama hepsi beni ziyarete geldiler.
JIN: Geri geldiğinde hastalığı konusunda çok soğukkanlıydı. Tamamen iyiyim der gibiydi.
JUNGKOOK: Bir ay ara verdiği için dans etmede biraz paslanmıştı. (Gülüşmeler)
SUGA: O, o zaman tamamen iyileşmediğim ve hala tamamen kendimde olmadığım içindi. (Gülüşmeler)



 

- Şu aralar hiç izin gününüz yok, ama boş zamanınız olsaydı ne yapmak isterdiniz?
HERKES: Vaay (Herkes heyecanlı)
RAP MONSTER: Kendi başıma Harajuku'ya gidip sadece alışveriş yapıp eve geri dönmek istiyorum. (Gülüşmeler)
J-HOPE: Uyumak... (Gülüşmeler)
SUGA: Ailemle Japonya'da gezmek istiyorum.
V: Ailemle takılmak istiyorum.
(SUGA ve V benzer fikirlerde oldukları için beşlik çakıyorlar)
SUGA: Beraber Japonya'da! (Gülüşmeler)
JIMIN: Uyumak istiyorum.
JIN: Yeni yayınlanmış oyunları oynamak istiyorum.
RAP MONSTER: Hadi beraber Japonya'ya gidelim ve alışveriş yapalım. Sen Akihabara'ya git ben de Harajuku'ya gideyim. (Gülüşmeler)
JUNG KOOK: Ailemle güzel bir yere gitmek istiyorum. Ve video oyunları oynamak. Çok fazla!
(J-HOPE ve JIMIN de uyumak istedikleri için beşlik çakıyorlar)


          Hayranlara mesaj... "Hepsi sizin sayenizde!"






- Gelecek hedefleriniz neler?
RAP MONSTER: Japonya'da da Çaylak Ödülü almak istiyoruz. Hala gidecek çok yolumuz var. Ve bu aşamada bizlerin müzik ve performanslarını daha çok insana göstermek istiyoruz.

- Hayranlarınıza son sözleriniz?
JUNG KOOK: Gerçekten teşekkür etmek...
JIMIN: TÜM HAYRANLARA TEŞEKKÜRLER!
JUNGKOOK: Hayır, demek istediğim... Tüm hayranlara teşekkür etmek istiyorum ve hayranlarımıza mükemmel sahneler için gerçekten çok çalıştığımızı haber vermek istiyorum.
SUGA: Hadi onlara bir kez daha teşekkür edelim! (Gülüşmeler)
RAP MONSTER: Jimin yapsın!
JIMIN: (Şaşırtıcı bir şekilde) Im... bir kaygımız da, performanslarımız kendini tekrar ediyor gibi gelebileceği için hayranlarımız açısından sıkıcı olabilir, özellikle de Japonya'da çok fazla programımız olması yüzünden. Demek istiyorum ki, hayranlarımız bizi performans sergilerken her gördüklerinde farklı hissetmeleri için gerçekten sıkı çalışacağız.
RAP MONSTER: Son olarak, (Gülüşmeler) özellikle Japon hayranlarımız olmak üzere hayranlarımıza resmi Japonya çıkışımıza olan sevgi ve destekleri için teşekkür etmek istiyorum ve göstermek için çok şeyimiz olduğu için lütfen gelişmemizi izleyin!
J-HOPE: Sizin sayenizde buradayız millet!


(N: Bu röportaj sırasıyla Korece-İngilizce'ye çevrilerek sonunda Türkçe'ye çevrildi. Orijinali Japonca yapılan bu röportajın ilk haliyle birebir tamamen doğru olmayabilir fakat en uygun halinin bu olduğunu düşünüyoruz. Maalesef ki bulabildiğimiz tek çeviri buydu. Japonca biliyorsanız ve herhangi bir hata gördüyseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz. Teşekkürler.)


Eng Trans: bonnieple

Türkçe Çeviri: Chephia

Düzenleme: Zimbiyan

Çevirileri kaynak belirtmeden kullanmayınız! 

[#BTSFESTA2015] Üyeler Birbirlerinin Profillerini Yazıyor - Suga --> Jin

[#BTSFESTA2015] Üyeler Birbirlerinin Profillerini Yazıyor - Suga --> Jin


JIN HYUNG’UN MIN SUGA TARAFINDAN YAZILAN PROFİLİ



İsim: Kim Seokjin
Doğum Tarihi: 1992.12
Profili yazanın (kendi için) tanıtımı: Bayağı geniş omuzlar.
BTS'te Jin'in görevi: Omuz
Takma adı: Omuz hyung
Özellikleri: Sebze yemek
Vücut ölçüleri: 186 cm, 68 kg
Alışkanlıkları: Bazen uykusunda çok konuşuyor
Artıları: İyimserliği
Eksileri: İyimserliği
Jin'in çekici yanları: Yakışıklılığı
Jin'e uyan bir şarkı: Balladlar
Jin'i düşününce aklına gelen: 1)Hayvan: Alpaca
2)Renk:Pembe
3) Televizyon programı: How Can This Happen In The World ?
4) Karakter: Super Mario
5) BTS şarkısı: Fun Boyz
Profili yazan kişiyle benzer özellikleri: Bir insan olması
Jin'in en iyi olduğu şey: Rahatlık
Jin için dans nedir?: En nefret ettiği şey
Jin'den daha iyi olduğunuz şey: Dans etmek
Jin'in dış görünüşü 100 üzerinden: 85
Jin ne zaman yorgun görünür?: Dans ederken
Jin ne zaman mutlu görünür?: Yemek yerken
Jin'in başaracağını umduğunuz şey: Bir bina satın almak
Jin'in kıskandığınız yeri: Kişiliği, rahatlığı
Jin ile yapmak istediğiniz şey: Dünya barışı
Eğer Jin'in yerinde olsaydınız: Suga'ya "en iyisi sensin jjangjjang(süper, muhteşem)sın adamım bungbung" derdim.
Jin'e (söylemek istediğiniz): Sen bir dahisin. Min Suga dahi jjangjang adamım bungbung. (Ç/N: Bu kısmı Suga kendisine yazıyor.)



Türkçe Çeviri: Cimcim Pak
Düzenleme: Zimbiyan


Çevirileri kaynak göstermeden kullanmayınız!

[#BTSFESTA2015] Üyeler Birbirlerinin Profillerini Yazıyor - J-Hope --> Suga

[#BTSFESTA2015] Üyeler Birbirlerinin Profillerini Yazıyor - J-Hope --> Suga


SUGA'NIN HOBI TARAFINDAN YAZILMIŞ PROFİLİ


İsim: Min Suga
Doğum Tarihi: 9 Mart 1993
Profili yazanın adı: Umut Prensi J-Hope kıhkıh
BTS'te Suga'nın görevi: Baba
Takma adı: Min PD
Özellikleri: Beste yapmak, basketbol
Vücut ölçüleri: 175 cm - 59 kg
Alışkanlıkları: Devamlı uyumak
Artıları: Beste yeteneği, Bangtan'da sporda başarılı olan tek üye
Eksileri: Tembellik, yemek yedikten sonra temizlemez--->kıhkıh, odaklanma sorunu var
Suga'nın çekici yanları: Bebek yüzlü olmasına rağmen sakalının çıkabiliyor olması
Suga'ya uyan bir şarkı: Cennet (çocuk şarkısı), Wake Up
Suga'yı düşününce aklına gelen: 1)Hayvan: Tosbağa
2)Renk: Gri
3) Televizyon programı: Radyo Sukira
4) Karakter: Rilakkuma
5) BTS şarkısı: Tomorrow
Profili yazan kişiyle benzer özellikleri: Eşyalarını toparlaması
Suga'nın en iyi olduğu şey: Yurtta bozulan şeyleri tamir etmek
Suga için müzik nedir?: Hayat
Suga'dan daha iyi olduğunuz şey: Dans etmek
Suga'nın dış görünüşü 100 üzerinden: 57
Suga ne zaman yorgun görünür?: Dans ederken.. kıhkıhkıh
Suga ne zaman mutlu görünür?: Uyurken, kuzu kebap yerken, stüdyodayken
Suga'nın başaracağını umduğunuz şey: Umarım harika bir prodüktör olursun
Suga'nın kıskandığınız yeri: Bal gibi teni, beste yeteneği
Suga ile yapmak istediğiniz şey: Beraber bir trot şarkı yapalım istiyorum kıhkıhkıhkıhkıh
Eğer Suga'nın yerinde olsaydınız: Aktif bir hayat yaşamak isterdim
Suga'ya (söylemek istediğiniz): Suga hyung!! Güçlü olalım!!! En harika prodüktör sensin ~ <3<3



Türkçe Çeviri/ Düzenleme: Zimbiyan
Çevirileri kaynak göstermeden kullanmayınız!
[30.04.2015] BTS The Star Dergisi Profilleri -SUGA -

[30.04.2015] BTS The Star Dergisi Profilleri -SUGA -



İsim(Gerçek isim)/İsminin anlamı & kaynağı: Min Yoongi. Babam koymuş ismimi. Kolayca akıp giden parıltılı bir hayat yaşayabileyim diye (Yani umarım öyledir... Değil mi??)

Doğum günü/ Burcu: 9 mart 1993 / Balık

Kan grubu: 0

Ailedeki diğer üyeler: Anne, baba, ağabey, ben

Doğumunu haber veren rüya: Annem evin üzerinden atlayan bir bal kabağı görmüş.

Gittiği okullar: Taejeon İlkokulu, Gawneun Ortaokulu, Apgujeong Lisesi

Kişiliği: Sevdiğim ve sevmediğim şeylerle ilgili çok netim yani eğer bir şeyi sevmezsem, onu tamamen görmezden gelirim. 

Hobileri/Yetenekleri: Hoparlör araştırmak, IKEA kataloglarını okumak

Alışkanlığı: Tırnak yemek

Hayat felsefesi: Umurumda değil.

En iyi olduğu yemek: Gordon Ramsay stilinde biftek

Şarkıcı olmasına neden olan şey: Küçükken televizyon izliyordum ve Stony Skunk sunbaenimin sahnesini gördüm ve bu benim onlar gibi sahnede olmaya karar vermemi sağladı.

En sevdiği yemek: Et, et, et

En sevdiği film: Inception (Başlangıç)

En sevdiği spor: Basketbol

En sevdiği takma ad: MinPD

Son zamanlarda koleksiyonunu yaptığı şey: Hoparlörler, kulaklıklar, mikrofonlar ve diğer müzik araçları, figürler ve Jordan Serisi (ayakkabıları) 

Yakın ünlü arkadaşları: Neredeyse hiç

Yakın olmak istediği ünlüler: Epik High

Katılmak istediği varyete şovlar: Çok emin değilim... Ama gerçekten radyo DJ'liğini denemek istiyorum.

Genellikle/ En sevdiği giyim stili:  Deri kıyafet ve aksesuarları seviyorum.

İdeal Tipi: Bana benzeyen biri, benim gibi biri, sakin biri, zeki biri

Yapılacaklar listesindeki 3 şey: 1) Kendime ait bir ev 
                                                    2) Kendime ait bir stüdyo (Kendi müziğini yapmak için) 
                                                    3)Dünyayı dolaşmak

BTS'in aegyo sıralaması ve nedeni: Suga > kalan hepsi (Ben en iyisiyim, Min Suga mükemmel, woop woop)

Suga'nın hayranlara sormak istediği soru: Sizi beni/bizi sevmeye iten neden neydi?


Eng Trans: @bangtanitl
Türkçe Çeviri: Park Yuna
Düzenleme: Zimbiyan @ BTSTurkey
Çevirileri kaynak belirtmeden kullanmayınız!

[30.09.2014] Hanryu Pai Cath the BTS Vol.9 - Jimin x Suga & Jin ile Mini Röportaj

[30.09.2014] Hanryu Pai Cath the BTS Vol.9 - Jimin x Suga & Jin ile Mini Röportaj



Sahne Adı: JIMIN
Gerçek Adı: Park Jimin
Doğum Tarihi: 13.10.1995
Kan Grubu: A
Gruptaki Görevi: Vokal & Dans
Öğrenciyken En Sevdiği Dersler: Matematik, Spor ve Görsel Sanatlar
Öğrenciyken En Sevmediği Dersler: Sosyal Bilimler ve Tarih

JIMIN: "Babam sayesinde bugün olduğum kişiyim."


Sahne Adı: SUGA
Gerçek Adı: Min Yoongi
Doğum Tarihi: 09.03.1993
Kan Grubu:  0
Gruptaki Görevi: Rap
Öğrenciyken En Sevdiği Dersler: Sosyal Bilimler, Tarih ve Spor
"Müzik notumsa beklenmedik bir şekilde yalnızca ortalamadaydı."

SUGA Hakkında;
Rap yapmaya 5. sınıfta başlamıştır.

SUGA: "Hayallerinin peşinden gitmeye devam eden bir yetişkin olmak istiyorum."





BANGTAN Temmuz'da ikinci Japonya single'ı ‘Boy In Luv’ı yayınladı ve harika bir popüleriteye sahip oldu. BANGTAN, belli bir süre için Amerika'da kalıyorken hip hop artisti Warren G ile bir araya geldi. Aktiviteleri yavaş yavaş dünya çapında genişlemeye başladı. Bu röportaj genelde nasıl insanlar olduklarını gösterme odaklı. Bu ayın ana karakterleri Jimin ve Suga.

İnatçı Suga ve sersem Jimin


SUGA: Merhaba biz Mini Mini'yiz.
JIMIN: Hey hey hey, dur! Bugün ikimiz de MC'yiz! Her şeye beraber karar vermeliyiz (güler).
SUGA: Ahaha. Ama önce grup ismimize karar vermemiz gerekmez mi? Gruptaki en kısa üyeler olduğumuz için Mini Mini nasıl?
JIMIN: Bu üzücü, aklıma gelen ilk ortak noktamız bu (iç çeker).

SUGA: Ortak noktamız olan bir başka şeyse ikimizin de Gyeongsang doğumlu oluşu.
JIMIN: Acaba ikimiz de Gyeongsanglı olduğumuz için mi... ikimiz de çok meraklıyız.
SUGA: Bu yöresel bir şey mi? Öyleyse benimle satoori (şiveli) konuşmayı bırakabilir misin? (güler) Jimin'le konuştuğumda standart (şivesiz Seoul Korecesi) dili kullanmak için çok çabalıyorum.

JIMIN: Fark etmez. Suga'yla birlikteyken memleketimi anımsıyorum. Ailemi özlemeye başlıyorum. Hey neyse, eğlence sektörüne gireceğini söylediğinde ailen sana ne dedi?
SUGA: Yarım yıl kadar şiddetle karşı çıktılar. Babam çok otoriter bir insandır. Ailem çok sıkıntı çektiği için, çocuklarının da kendileri gibi bu sıkıntıları çekmesini istemediler. Çocuklarının memur olmasını ve sıkıntı çekmeden yaşamasını istediler. Ama şimdi "Kendi hayallerini gerçekleştirme iradesine sahip olan bir çocuk; gurur duymaya değer bir çocuktur." diyorlar. Artık beni en çok destekleyen kişi ailem.

JIMIN: Benim ailem bu isteğime karşı çıkmadı; bu yüzden onlara minnettarım. Annem daima "Sevdiğin işi yap." düşüncesine sahip olmuştur. Sanırım babam benim bir hakim ya da avukat olmamı istiyordu; ama lisedeyken ona müzik yapmak istediğimi söylediğimde bunu onayladı. Hatta (şirket) seçmelerine beni o götürdü. Bugün olduğum kişi için babama ne kadar teşekkür etsem azdır. Peki ya öğretmenlerin?

SUGA: Onlar da tıpkı ailem gibi karşı çıktı; özellikle de lisedeki ilk yılımda dersime giren ve otoriter biri olan Matematik öğretmenim. Bu öğretmen öğrencilik yıllarında bir bateristmiş yani geçim yolu olarak müzik yapmanın ne kadar zor olduğunu biliyordu. Dolayısıyla bu isteğime şiddetle karşı çıkmıştı. Ben erkek okulunda okudum dolayısıyla saçımızı gerçekten de çok kısa kestirmemiz gerekiyordu. "Seçmelere katılacağım için saçımı kestirmek istemiyorum." dediğimde ciddi bir şekilde azarlanmıştım. Çok otoriter bir öğretmen olmasına rağmen ondan çok şey öğrendim.

JIMIN: Ben öğretmenlerimden çoğunlukla iyi dilekler aldım. Ortaokul 3. sınıftaki dershane öğretmenim hala beni desteklediğini hatırlar. "Ölene kadar müziğini yapmayı sürdürmelisin." Öğretmenimin bu sözlerini hala hatırlıyorum.
SUGA: Çok kıskandım. Ben yalnızca "Başarılı olamayacaksın," "Bu yolda devam edersen gelecekte ne olacaksın," gibi sözler duydum. Ama bu sözler daha da hırslanmama neden oldu ve "Ne kadar zor olursa olsun, müzikte başarılı olacağım." dedim. Belki de şu an olduğum yeri bu küçümsemelere borçluyumdur.

JIMIN: Belki de bunu seni teşvik etme amacıyla kasten söylemişlerdir.
SUGA: Kim bilir (güler).


JIMIN:  Nihayet 20 yaşındayım! Buna hala inanamıyorum. Yeni yetişkin olan bana, hiç tavsiyen var mı?

SUGA: Ben yetişkin olmayı sevmiyorum. Nasıl söylesem… Yetişkinler gerçekleri yavaş yavaş (zor) anlıyor. Rahat bir yaşam sürmek için azar azar kendi hayallerini unutuyorlar. Yani yaşım yetişkin olsa da bir yetişkin olduğumu düşünmüyorum. Yetişkin olsam da, daima hayallerinin peşinden koşmaya devam eden bir yetişkin olmak istiyorum. Jimin-ah, umarım çok çok büyük hayallere sahip olan, saf/temiz bir yetişkin olursun. Umarım erişilmesi zor hayaller kurar ve bu hayallere ulaşmak için çok çalışırsın. Yani büyük hayal kur ve hep temiz/saf ol.
JIMIN: Hiç endişem yok, bu Suga! Havalı tavsiyen için teşekkür ederim!

JIN ile yemekler üzerine kısa bir röportaj

Sahne Adı: JIN
Gerçek Adı: Kim Seokjin
Doğum Tarihi: 04.12.1992
Kan Grubu: 0
Gruptaki Görevi: Vokal

Jin Hakkında

Jin BTS'in en büyük üyesidir; ama ailesinde en küçüktür. Hosoda Mamoru, Hayao Miyazaki ve Super Mario'nun çok büyük fanıdır..

S2: Yemeklerinin daha lezzetli olması için özellikle yaptığın bir şey var mı?
Jin: Biraz süt ekleyince çok lezzetli olur. Ağzınıza bir kaşık dolusu alın ve çiğneyin!

S2: En sevdiğin Kore yemeği ne?
Jin: Soğuk rameni severim. Çiğnenen yemekleri çok severim.


Türkçe Çeviri: Dusty@BTSTurkey
Eng Trans: yoogamin & newnumbyeah
Scanned by: bonnieple