DAĞLAR

DAĞLAR




Dağlarda doğa güçlerinin etkileri daha belirgin bir 

biçimde

görülür. Aşınma, suyun, buzun parçalayıcı ve taşıyıcı 

etkileri hem yükseklik, hem de iklim koşullarının 

sertliği nedeniyle daha belirgindir. Bununla birlikte pek 

çok hayvan ve bitki doğa koşullarına uyum göstererek 

yüksek dağlarda yaşamayı başarmıştır

Büyük Yükseklik Farkları

Yeryüzünü üç büyük yüzey oluşumu biçimlendirir: Eski 

kıtaların geniş düzlükler ve masadağlar oluşturan 

kalıntıları, okyanus tabanı ve yerkabuğunu oluşturan 

levhaların kıyısında yer alan sıradağlar. Dağların 

özelliklerinin belirlenmesi açısından, kendi çevrelerine 

göre yükseklikleri deniz düzeyine göre 

yüksekliklerinden daha önemlidir. Eğer çevreye göre 

olan yükseklik farkı büyükse (Orta Avrupa’da 1.000 

m’den çok) o zaman yüksek dağlardan söz edilir.

Bu tür yükseltilerde dağların bütün özellikleri 

görülebilir: Duvar biçimindeki çok dik yamaçlar, dar 

dağ sırtları, sivri doruklar ve çıplak kayalar. Yüksek 

dağlar genellikle orman bölgesinin üstünde yer alır ve 

dorukları her zaman karla kaplıdır. Çevresine göre 

yüksekliği 1.000 m’den az ve deniz düzeyinden 

yüksekliği de 1.500 m dolayında olan dağlar orta 

yükseklikte kabul edilir. Bunlar yuvarlak ve ormanlarla 

kaplı dorukları, daha az eğimli yamaçları ve daha 

kemerli sırtlarıyla daha “yumuşak” bir görünüm 

içindedir. Avrupa’daki orta yükseklikteki sıradağlar 

1.500 m mutlak yükseklikten başlar.

Bu yükseklik Ekvator’a doğru 3.000-4.000 m’ye çıkar, 

kutuplarda ise deniz düzeyine kadar inebilir. Kuzey 

Norveç’teki Lofoten Adaları, deniz düzeyinden 1.200 

m yükseklikleriyle yüksek dağ karakteri özelliği 

taşırken, Etiyopya Platosu üstündeki 2.000 m 

yükseklikteki dağlar yüksek dağ olarak kabul edilmez

Sert Yaşam Koşulları

Yüksek dağlardaki sert iklim ve doğa koşulları bitki ve 

hayvanlar kadar insanların da bölgede yaşamasını 

sınırlayıcı bir engel oluşturur. Yükseklik arttıkça hava 

basıncı düşer ve sınır kabul edilen 4.000-5.000 m 

yükseklikten sonra insanlarda bazı fizyolojik 

rahatsızlıklar ortaya çıkar.

Yükseklik arttıkça Güneş ışınlarının, özellikle morötesi 

ışınların yoğunluğu artar. Her 1.000 m’de bir yıllık 

buralarda yığılması nedeniyle yağış miktarı iki, hatta 

üç kat çoğalır. Dağ ikliminin hastalıkları iyileştirici 

etkisi güçlü Güneş ışınlarından, düşük basınçtan ve 

temiz havadan kaynaklanır.

İklim koşulları dağın bir yamacıyla öteki, doruğa yakın 

yerlerle, etekleri arasında da farklılık gösterir. Rüzgara 

karşı olan yerler rüzgarı karşıdan almayan yerlere göre 

daha çok yağış alır. Özel konumlarına göre vadilerde 

de farklı iklim koşulları hüküm sürer. Dağlar yüksekliğe 

göre değişen bir dizi iklim ve bitki örtüsü kuşağına 

ayrılmıştır.


Çok Yüksek Yerlerde Yaşam

Yüksek dağlarda bitki örtüsüne göre beş ayrı bölge 

ayırt edilir: En altta yer alan düzlükler, 600 m’ye kadar 

olan yükseltiler, 600-1.400 m arasındaki dağlar, 1.400 

m’den orman sınırı olan 1.800 – 2.400 m’ye kadar 

uzanan Alp altı çayırlar, orman sınırının üzerinde 

başlayan ve kar sınırına kadar uzanan Alp tipi çayırlar. 

Bu bölgeler birbirinden kesin sınırlarla ayrılmadığından 

aralarında geçiş bölgeleri yer alır.

Bu değişik arazi parçaları pek çok bitki ve hayvan için 

yaşama ortamları oluşturur. Bitkiler çeşitli biçimlerde 

kendilerini yüksekliğe uydurmuşlardır. Örneğin, 

bitkilerin bir araya gelerek yastık biçiminde kümeler 

oluşturmaları da iç sıcaklığın dışardan 10-15 derece 

daha yüksek olmasını sağlar. Cüceleşme bitkilerin 

morötesi ışınların zararlı etkilerinden korunmalarını 

sağlarken, yaprakların tüylenmesi ve rulo biçiminde 

kıvrılması kurumayı önlemektedir. Yüksek dağlardaki 

bitkilere şakayla karışık “yüzükoyun bitkileri” 

denmesinin nedeni, onları inceleyen botanikçileri yere 

yatmak zorunda bırakacak kadar bodur olmalarıdır.

Yüksek dağlarda yetişen bitkiler kısa süren sıcak 

mevsimden tam olarak yararlanır. Örneğin, 4.275 m 

yükseklikte yaşama başarısını gösteren karşakayığı 

karın erimesini izleyen beş gün içinde çiçek açar ve iki 

hafta sonra da tohumları olgunlaşır. Dağların en 

yüksek kesimlerinde ise yalnızca yosunlar ve –24 

derecede bile fotosentez yapabilen likenler yetişebilir. 

Dağların yüksek kesimlerinde bitkilerin yanı sıra pek 

çok hayvan da yaşar. Bunların başında kışları tüyleri 

tümüyle beyazlaşan kartavuğu ve kartavşanı ile 

yeryüzünün en uzun kış uykusuna (8-10 ay) yatan dağ 

sıçanları gelir.


Yüksek Dağlarda İnsan

Yüksek dağlar iklim ve yaşam koşullarının sertliği 

nedeniyle bugüne değin insanlara kapalı kalmıştır. 

Orta Alpler’de 2.000 m yüksekliğe kadar çiftliklere 

rastlanmaktadır. Bundan sonrası ise, kısa bir süre için 

kullanılan kulübeler dışında tamamen boştur. Buna 

karşılık tropik ve astropik bölgelerdeki dağların yüksek 

kesimlerinde de yerleşmeler görülebilmektedir.


Örneğin, Tibet ve Bolivya’da 5.000 m yüksekliğe kadar 

yerleşmeler kurulmuştur. Meksika gibi sıcak ve nemli 

tropik iklim kuşağında olanlar dağların daha serin ve 

sağlıklı havasını tercih etmektedir. Dağlar aynı 

zamanda baskı gören birçok etnik grubun sığınağı 

olmuştur. Buna örnek olarak Pireneler’de yaşayan 

Basklar ve Alpler’de yaşayan Raetialılar verilebilir.