2:Kıta oluşumu(epirojenez)
Zaman zaman duraklama ve hızlanma gösteren epirojenik hareketler oldukça yavaş gerçekleşir. Örneğin, iskandinav yarımadasının kuzey kıyılarında 100 yıla yakın bir sürede yaklaşık 50 cm’lik bir yükselme olmuştur.
Epirojenik hareketlerin nedenleri; yan basınçlarla yeni bir dağ oluşumu, karaların aşınmalarla hafiflemesi, deniz çukurlarındaki birikmeler, buzullaşma ve buzul erimeleri sonucunda kütlelerin ağırlığındaki değişmeler ve manto üzerindeki kütlelerin izostatik dengesinin bozulmasıdır.
Epirojenik hareketler sonucu, deniz ilerlemesi (transgresyon) ve deniz gerilemesi (regresyon) olayları oluşur. Bu olaylara bağlı olarak yeryüzünde kara ve deniz dağılışında önemli değişmeler olur.
Türkiye’deki epirojenik hareketler
Anadolu yarımadası ikinci jeolojik devirde deniz çukuru halindeyken üçüncü zamanın sonlarındaki Alp orojenezi sırasındaki yan basınçların etkisiyle toptan yükselerek kara (jeoantiklinal) haline gelmiştir. Milyonlarca yıldan beri süren bu yükselmeler günümüzde de devam ederken, bir yandan da Karadeniz ve Akdeniz çukurluklarında birikmelerin etkisiyle çökmeler sürmektedir. Üçüncü zamandaki geniş çaplı bu hareketlerin yanı sıra, Ergene ovası ve Çukurova gibi dar alandaki ovalarımızda da epirojenik hareketlere bağlı çökmeler olmaktadır.
Dördüncü zamanın başlarında bugünkü Ege denizinin yerinde bulunan Egeit karasının epirojenik hareketlerle çökmesiyle Ege denizi oluşmuştur. Akdeniz’in suları bu deniz çukurluğunu doldururken, bir yanda da İstanbul ve Çanakkale boğazlarının ve Marmara denizinin bulunduğu sahalar sular altında kalarak bugünkü görünümlerini almıştır.
Anadolu’nun iç kesimlerindeki birçok yüksek düzlüklerin ve platoların bulunması, önceleri deniz seviyesinde yer alan Anadolu yarımadasının toptan yükselmesinin sonucudur.