AB Ülkelerindeki Türk Nüfusü

AB Ülkelerindeki Türk Nüfusü



20. yüzyılda bütün dünyada olduğu gibi Avrupa kıtasında da önemli nüfus hareketleri yaşanmıştır. Kıtada yer alan ülkelerden birçoğu II. Dünya savaşından 

sonra başlattıkları ekonomik kalkınma hamlelerinde işgücüne ihtiyaç duymuşlardır. Ülkeler, ekonomik kalkınmanın temeli olarak görülen sanayi faaliyetlerinde kullanmak üzere gerekli işgücünü karşılayamayınca başka ülkelerden işçi almışlardır. Bu amaçla Avrupa ülkelerine öncelikle komşularından, daha sonra da büyük oranda istihdam sorunu yaşayan Akdeniz ülkelerinden çok sayıda işçi gelmiştir. Batı ve Orta Avrupa ülkeleri bu tip göçlerin en yoğun olarak yaşandığı ülkelerdir. Avrupa ülkelerine yapılan göçlerle birlikte önemli sosyal, kültürel ve ekonomik değişimler ve sorunlar yaşanmaktadır. Çünkü göçler, sadece ülkelerin nüfus yapısını etkilemekle kalmamış; çok boyutlu sosyal, kültürel, ekonomik ilişkilerin ve mekansal değişimlerin yaşanmasına da neden olmuştur. Göç eden insanlar bir yandan o zamana kadar yaşamını geçirdiği ülke ile bağlarını sürdürmekte; diğer yandan da yaşadığı yere sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerden uyum sağlamaya çalışması bu sorunların temel nedenlerindendir. Böylece nereye ait olduklarını tanımlama konusunda çok önemli kimlik sorunları yaşamaktadırlar. Başlangıçta karşılıklı anlaşma ve ideal şartlar altında başlayan nüfus hareketleri giderek, sosyal, siyasi, kültürel ve ekonomik yönleriyle çok boyutlu ve karmaşık bir hal almıştır (Laçiner ve diğerleri, 2004; Karabağ-Şahin, 2006: 18-21).Avrupa kıtasına göç gönderen ülkelerden biri Türkiye’dir.Türkiye’den tüm Avrupa kıtasına -özellikle orta ve batı Avrupa ülkelerine-göçler yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Türkiye’denen çok göç yapılan ülke Almanya’dır. Almanya’dan başka, Hollanda, Fransa, Belçika ve Avusturya’ya da Türkiye’den önemli ölçüde işçi göçleri olmuştur. Avrupa ve AB ülkeleri temel olarak sanayi faaliyetlerindeki işgücü
ihtiyacını karşılamak için işçi almak istemiştir. Oysa Türkiye esas olarak istihdam fazlasını azaltarak işsizliğe çözüm bulmayı, işçi dövizleri aracılığıyla ödemeler dengesindeki açığı kapatmayı amaçlamıştır. Ayrıca  Türkiye geçici olarak gönderilen bu işçilerin, geri döndüklerinde nitelikli  işçiler olacağı noktasından hareketle, sanayileşme ve kalkınmada  yararlanmayı düşünmüştür (Mutluer, 2003: 35-48; Abadan-Unat, 2007: 3-5). AB ülkelerindeki Türk vatandaşları 1980’li yıllarda dış ticaret açığının kapanmasında işçi dövizleri aracılığıyla belirli ölçüde etkili olmuştur. Ancak 1990’lı yıllardan itibaren bu etki giderek azalmıştır. İşçi dövizlerinin yurda dönüşü konusunda hazırlanan çok sayıda düzenleme ve teşviklere rağmen işçi dövizlerinden istenilen fayda sağlanamamıştır. İşçi göndermenin en fazla olduğu yıllarda Türkiye’de işsizliğin azaltılmasında yardımcı olmuştur. Ancak ilk gidenlerden birçoğunun
geçici olarak değil de sürekli olarak AB ülkelerine yerleşmiş olması geri döndüklerinde onlardan yararlanma amacının  gerçekleşmediğini göstermektedir. Eldeki verilere göre 3 829 378 Türk vatandaşı ülke dışında çalışmaktadır. Bunun 3063388’i Batı Avrupa ülkelerinde 183 122’si Türk Cumhuriyetleri ve Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti’nde 182 433’ü Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde 64 000’i Avustralya ve Yeni Zelanda’da 43 923’ü Rusya Federasyonu, Japonya Afganistan ve diğer ülkelerde 143 325’i ABD, Kanada ve Latin Amerika’da çalışmaktadır. Buna göre yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının önemli bir kısmı AB ülkelerinde
yer almaktadır.

Türkiye’den ilk olarak 1960’lı yıllardan itibaren Avrupa ülkelerine göçler yaşanmıştır. 2005 verilerine göre yurtdışındaki 3 829 378 Türk vatandaşının, 3 063 388’i Batı Avrupa ülkelerinde bulunmaktadır (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Dış İlişkiler ve Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü 2005 Raporu, 2007). Diğer yandan resmi makamlardan verilen veriler bu şekilde olmakla gerçekte daha çok sayıda  Türk vatandaşının Avrupa ülkelerinde bulunduğu bilinen bir gerçektir.

Günümüzde AB ülkelerine göç eden Türkler, misafir işçilikten işveren statüsüne kadar geniş bir yelpazede etkendir. AB ülkelerinde çeşitli sektörlerde faaliyette bulunan Türk işletmelerinin sayısı her geçen yıl artmıştır. Bu sürecin en hızlı bir şekilde devam ettiği 1985-2000 yılları arasında Türk girişimcilerin sayısı 22 binden 60 bine yükselmiş ve girişimci sayısı her yıl ortalama % 11 artış göstermiştir. Türk vatandaşları, Avrupa genelinde 500 bin civarında kimseye iş vermekte olup ciroları da 50 bin Avro’ya yaklaşmıştır. Eldeki verilere göre 66 000 işletmenin yıllık ciroları yaklaşık 35 milyar Avro kadardır. Söz konusu işyerlerinde 400 000’e yakın kişi istihdam edilmektedir. Türklerin sadece Almanya’daki ticari yatırımlarının toplam tutarı 7,5 milyar Avro’ya ulaşmıştır. Avrupa Birliği ülkelerinde Türk işletmelerinin sayısı 95 bin kadardır. Türklerin sadece Almanya’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’na yaptıkları katkı 2004 yılında 50 milyar Avro’ya yaklaşmıştır.

(http://www.diyih.gov.tr/anasayfa/almanya _son_gelisme.html).