Kentleşme Nedir ve Kentleşmenin Gelişimi - Kentleşme Tarihi
Kentleşme Nedir?
Kentleşme terimi üzerine toplumbilimciler ve çevreciler birçok tanım yapmışlardır. Dar anlamda kentleşme;kent
sayısının ve kentlerde yaşayan nüfusun artmasını anlatır. Bu tanım kentleşmenin demografik yapısını gösterir niteliktedir. Ancak kentleşme sadece nüfus hareketi olarak görülürse eksik kavranmış olur. Çünkü kentleşme olgusu,bir toplumun ekonomik ve sosyal yapısındaki değişmelerden doğar.Kentleşmenim ekonomik,toplumsal ve siyasal boyutlarını da hesaba katan,geniş anlamda bir tanımı da belki şudur;sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran,toplum yapısında artan oranda örgütlenme,işbölümü ve uzmanlaşma yaratan insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişiklere yol açan bir nüfus sürecidir.
Üretim biçimindeki değişimin,yani ekonomik öğenin kentleşme tanımında özel bir ağırlığı vardır.Kentleşmenin,tarımsal üretiminden daha ileri bir üretim düzeyine geçiş olarak da tanımlanabilmesi bu sebeptendir.Bu geçiş tüm üretim denetleme işlevinin kentlerde toplanmasını zorunlu kıldığı gibi kentlerin büyümesine,yoğunluk kazanmasına,heterojenlik ve bütünleşme derecelerinin artmasına yol açmıştır.Her ülke bu geçişin süreci içinde bulunduğu noktaya göre az kentleşmiş ya da çok kentleşmiş olarak nitelendirilir.
Kentleşmenin Nedenleri Nelerdir?
- Ekonomik Nedenler
- Teknolojik Nedenler
- Siyasal Nedenler
- Sosyo-psikolojik Nedenler
Kent Planlamasının Evrimi
- Tarih boyunca her çağın ve uygarlığın kendine özgü kentleri var olagelmiştir.İnsanların yerel ve ortak gereksinimleri karşılamaları için bir araya toplanmalarından doğan kentler,her çağda ve uygarlık içinde belli bir düzenleme gerektirmiştir.
- Antikçağda,Mısır,Mezopotamya,Yunanistan ve Ege Adaları’nda gelişen uygarlıkların kentlerinde,belli bir plana göre düzenlenmiş olduklarını gösteren kanıtlara rastlanır.Milet,Efes,Heraklia,Priene ve Bergama bunlardan bazılarıdır.Daha çok savunma nitelikleri ve askeri kişiliği ağır basan Roma Uygarlığı kentleri bile düzenli ve planlı kentlerden oluşur.
- Savunma kaygıları yanında,ticaret yollarının kesişme noktaları olan orta çağ kentlerinde ışınsal(radiyal),uzunlamasına,ağ biçiminde,üçgen ve dikdörtgen biçiminde geometrik şekillerin egemen olduğu görülür.Surlarla çevrili kaleler,Pazar yerleri,yönetim yapıları ve meslek loncalarının adı ile anılan sokaklar,ortaçağ kentlerini simgeleyen başlıca öğelerdir.
- 17.yy’ın ikinci yarısını izleyen döneme damgasını vuran kent biçimi koruların ve parkların kenti süsleyici öğeler olarak kullanılması olayıdır.18.yy kent biçimi bu etmenler altında oluşmuştur.
- 19.yy sanayi devriminin toplumların yaşamasına getirdiği ekonomik ve toplumsal değişikliklerle doludur.Kentler artan nüfusu barındırmaya yetmediğinden,bir yandan alanca büyürken diğer yandan da kent özellikleri daha çok sayıda insanı barındıracak biçimde değişikliğe uğramıştır.
- 20.yy, her alanda olduğu gibi kent planlaması alanında da büyük bir sıçramanın başlangıcıdır.İngiltere’de yayımlanan iki yapıtın bu alanda önemli etkileri olmuştur.Bunlardan birincisi Ebenzer Howard’ın 1898 yılında “Yarın Gerçek Reforma Giden Barışçı Yol”,1902 yılında da “Yarının Bahçe Kentleri” adları ile yayımlanan yapıtlarıdır.
Kent planlaması hemen hemen bütün ülkelerde şu gelişim aşamalarından geçmiş bulunmaktadır;
a) Birinci Aşama:Kent planlamasının,kentleri güzelleştirilmesini sağlayan bir uğraş olarak anlaşılmasıdır.(Geniş caddeler,görkemli yapılar,büyük ve güzel parklar,meydanlar bu yaklaşımda üzerinde durulan konulardır.
b) İkinci Aşama:Kentlerin imarı ve planlaması bir mühendislik çabası olarak görülmüştür.Gerçekten bu aşamada kent planlama görevinin yalnız mimarlar ve mühendisler tarafından yerine getirildiği görülür.
c) Üçüncü Aşama:Kent plancılığının salt bir teknik uğraşı olmak yerine,ekonomik ve toplumsal etmenlerin de hesaba katıldığı çok yönlü bir çaba olarak dikkate alınmasıdır.
d) Dördüncü aşama:Kent planlamasında,coğrafi kapsam değişikliği olmuştur.Kentlerin başka kentlerle,içinde bulundukları bölge ile ekonomik ve toplumsal ilişkileri içinde de alınmasını gerektiren görüştür.
e) Son aşamada,planlama eyleminin siyasal boyutları da bu sürece eklenmiştir.