Türkiye’nin Nüfusu Artmalı mı?

Türkiye’nin Nüfusu Artmalı mı?



Ülkemizde hızlı nüfus artışının faydalı olduğunu savunanlar olduğu gibi, söz konusu artışın çeşitli sorunları da beraberinde 

getirdiğini ifade eden araştırmacılar da vardır. Günümüzde hızlı nüfus artışının karşısında ve oldukça yaygın olan fikre göre; ekonomik kalkınma ile nüfus artışı arasında ters bir orantı vardır ve biri arttığında diğeri azalır. Buna göre, milli gelirimizin artışı nüfus artış oranımızın üzerinde olduğu zaman gerçek ekonomik kalkınma sağlanabilecektir. Aksi taktirde yapılan yatırımlar ülkenin refah seviyesini arttırmaktan çok “demografik yatırım” anlamı taşır ve sadece artan nüfusu absorbe etmeye yönelik olur. Öte yandan hızlı nüfus artışı, ülkemizde tüketici konumundaki çocuk nüfusunu arttırarak, tarım arazilerine de yerleşilmesi nedeni ile çiftçi nüfus başına düşen ortalama tarım arazisi miktarını azaltarak, sık hamilelik ve sık doğum nedeni ile ana ve çocuk sağlığını olumsuz etkileyerek de ciddi sorunlar yaratmaktadır. Bu nedenle nüfus artış hızımızın %1’lere çekilmesi gerekir.

      Türkiye nüfusunun artışından endişe edilmemesi gerektiğini ileri sürenlerin görüşleri ise kısaca şöyledir; Nüfusu hızlı artış durumunda bulunan genç bünyeli bir ülkede bugünün kalabalık tüketicileri yarının kalabalık üreticileri demektir. Bugünkü üreticilerin fedakarlığı olmadan kalkınmayı hızlandıracak olan yarınki üreticilerin çoğalması mümkün olmayacağına göre, geleceğin refahı için bugün fedakarlık yapılmalıdır. Ayrıca nüfus artışının azaltılması ve doğum kontrolu fikri dünya hakimiyetine sahip gelişmiş ülkeler tarafından askeri, siyasi, ideolojik ve ekonomik sebeplerden dolayı gelişmekte olan 3. dünya ülkelerine bir kampanya halinde telkin
edilmektedir.

      Bize göre ise, her iki görüşün de doğruluk payı mevcuttur. Gerçekten nüfus miktarımız bir siyasi güçtür ve bunu yapay yollardan engellemenin bazı sakıncaları da birlikte getireceği düşünülebilir. Diğer taraftan hızlı nüfus artışının ekonomik kalkınmayı yavaşlattığı da bir gerçektir. Bu nedenle belki de en doğrusu, artışı azaltıcı tedbirler getirirken konunun stratejik öneminin de gözden uzak tutulmaması ve tüm Türkiye’nin nüfusunu azaltıcı yönde değil, cehalet bölgelerindeki artışı frenleyici tedbirler alınmasıdır.